Social Sciences Education

Educational Methods and Analysis

Description

This cluster of papers focuses on trends in educational research related to 21st century skills, including content analysis, curriculum evaluation, teacher training, and bibliometric analysis. It also covers topics such as reading habits, language teaching, and skill measurement.

Keywords

21st Century Skills; Content Analysis; Educational Research; Curriculum Evaluation; Teacher Training; Bibliometric Analysis; Reading Habits; Language Teaching; Skill Measurement; Meta-Analysis

9.bolumde Cok de i kenli istatistiklerden Faktor Analizi ve Manova (tek faktorlu, cift faktorlu)’dan bahsedilmi tir. Faktor analizinin ayni yapiyi ve ya niteli i olcen maddelerin bir araya getirilmesini amaclayan … 9.bolumde Cok de i kenli istatistiklerden Faktor Analizi ve Manova (tek faktorlu, cift faktorlu)’dan bahsedilmi tir. Faktor analizinin ayni yapiyi ve ya niteli i olcen maddelerin bir araya getirilmesini amaclayan bir teknik oldu u belirtilmi tir. Faktor analizinde en temel noktalar, maddelerin bulunduklari faktorlerde ki yuk de erleri icin sinir de erin 0.45 olmasinin uygun olmasi, rotated component matrix tablosunda bini ik maddelerin atilmasi gerekti i, tek faktorlu olceklerde aciklanan varyansin %30 ve daha fazlasinin yeterli oldu u ve oz de eri 1 ve 1’den buyuk olan faktorler onemli faktor sayisini gosterdi idir. Manova’nin di er test tekniklerine gore en belirgin farklili inin ba imli de i ken sayisinin 1’den fazla olmasidir. Tek yonlu manova’da amac, bir ba imsiz de i kenin birden fazla ba imsiz de i ken uzerindeki etkisini incelemektir. ki yonlu manova’da amac ise iki veya daha fazla ba imsiz de i kenin 1’den fazla ba imli de i ken uzerindeki etkisini incelemektir. Orne in, o rencilerin bilgisayara sahip olmalarinin, bilgisayar tutumlarina ve bilgisayar dersindeki ba arilarina etkisini
et olarak gecildi i ve bunlarla ilgili orneklerin verilmedi i gorulmektedir. Kitabin iceri ine ve hazirlanma amaclarina uygun olmasi icin bu unitede verilen o renme kuramlari, ornekleri ile etraflica tarti … et olarak gecildi i ve bunlarla ilgili orneklerin verilmedi i gorulmektedir. Kitabin iceri ine ve hazirlanma amaclarina uygun olmasi icin bu unitede verilen o renme kuramlari, ornekleri ile etraflica tarti ilmali ve o renme kuramlarinin birbirleri arasindaki ili kiler kar ila tirmali olarak ele alinmalidir
Bu çalışmanın amacı Türkiye`de 2007-2011 yılları arasında "Eğitim Programları ve Öğretim" (EPÖ) alanında yayınlanmış makalelerin incelenerek alandaki araştırma eğilimlerinin belirlenmesidir Bu çalışmanın amacı Türkiye`de 2007-2011 yılları arasında "Eğitim Programları ve Öğretim" (EPÖ) alanında yayınlanmış makalelerin incelenerek alandaki araştırma eğilimlerinin belirlenmesidir
1. Linking morphological knowledge to English decoding ability: Large effects of little suffixes.- 2. The effects of morphological structure on children's reading of derived words in English.- 3. Morphological and … 1. Linking morphological knowledge to English decoding ability: Large effects of little suffixes.- 2. The effects of morphological structure on children's reading of derived words in English.- 3. Morphological and phonological analysis by beginning readers: Evidence from Serbian and Turkish.- 4. Recognizing morphologically complex words in Turkish.- 5. Word decomposition in Hebrew as a Semitic language.- 6. Morphological representation as a correlation between form and meaning.- 7. A supralexical model for French derivational morphology.- 8. Parsing and semantic opacity.- 9. Effects of sublexical frequency and meaning in prefixed words.- 10. Morphological parsing and morphological structure.- 11. Morpheme-based lexical reading: Evidence from pseudoword naming.- 12. Word reading processes in adult learners.- 13. Reading aloud polysyllabic words.- 14. Homophonous regular verb forms with a morphographic spelling: Spelling errors as a window on the mental lexicon and working memory.
Foreign language teaching is a field that is closely related to human psychology Recently the studies in this field have focused on the influences of affective factors on language teaching … Foreign language teaching is a field that is closely related to human psychology Recently the studies in this field have focused on the influences of affective factors on language teaching This article overviews the relevant research about the effects of anxiety one of the affective factors on language acquisition The study also investigates the previous research related to the role of language anxiety in the acquisition of different language skills such as reading writing listening and speaking Finally the research results related to the causes and effects of anxiety are summarized and management strategies that can be used by teachers and students are explained Key Words: Anxiety Foreign Language Anxiety Language Teaching OZET Dil ogretimi insan psikolojisi ile yakindan ilgili bir alandir Son yillarda bu alanda yapilan calismalarin bir kismi duygusal faktorlerin dil ogretimi uzerindeki etkilerini incelemeye yoneliktir Bu makalede duygusal faktorlerden biri olan kayginin dil edinimi uzerindeki etkisini inceleyen calismalar ozetlenmistir Calismada ayrica kayginin okuma yazma dinleme konusma gibi dil becerilerinin edinimi sirasinda oynadigi rol uzerinde durulmustur Son olarak kayginin nedenleri ve etkileri hakkindaki arastirma sonuclari genel olarak incelenmis ve kaygiyla basa cikmak icin ogretmen ve ogrenciler tarafindan kullanilabilecek stratejiler aciklanmistir Anahtar Kelimeler: Kaygi Yabanci Dil Kaygisi Dil Ogretimi
Bibliyometri, yayınların ya da belgelerin yazar, konu, yayın bilgisi, atıf yapılan kaynaklar, vb. gibi belirli özelliklerinin niceliksel olarak analizi ile ilgilenir. Elde edilen bibliyometrik verilere dayanarak çeşitli disiplinlerde bilimsel iletişim … Bibliyometri, yayınların ya da belgelerin yazar, konu, yayın bilgisi, atıf yapılan kaynaklar, vb. gibi belirli özelliklerinin niceliksel olarak analizi ile ilgilenir. Elde edilen bibliyometrik verilere dayanarak çeşitli disiplinlerde bilimsel iletişim sürecinin nasıl gerçeklefltiği araştırılabilir. Bu araştırmada Hacettepe Üniversitesi Kütüphanecilik Bölümünde 1974-2002 yılları arasında yapılan 100 adet yüksek lisans ve doktora tezi bibliyometrik özellikleri açısından incelenmektedir. Bölümde yapılan tezler ortalama 171 sayfa uzunluğundadır. Tezlerdeki ortalama atıf sayısı ise 70’tir. Doktora tezleri ortalama 275 sayfa, yüksek lisans tezleriyse 142 sayfa uzunluğundadır. Doktora tezlerindeki ortalama atıf sayısı (132) yüksek lisans tezlerindeki ortalama atıf sayısından (53) yaklaşık 2,5 kat daha yüksektir. Tezlerde yer alan toplam 7019 atıfın %50’si kitaplara, %42’si dergilere, %3’ü tezlere, %3’ü elektronik yayınlara, %2’si ise diğer yayınlara (yayımlanmamış makaleler, görüşmeler, arşiv belgeleri) yapılmıştır. En çok atıf yapılan dergiler sıralamasında Türk Kütüphaneciliği, Resmî Gazete, College & Research Libraries, Library Trends, Library Journal, Journal of the American Society for Information Science ve Unesco Bulletin for Libraries dergileri başta gelmektedir. Toplam atıfların %32’si 4, %67’si 38 dergide yayımlanan makalelere yapılmıştır. Yabancı dergilere yapılan atıfların dağılımı Bradford’un Saçılım Yasasına uygunluk göstermektedir. Tezlerde atıf yapılan kaynakların yarı yaşamı (half-life) dokuz yıldır. Yüksek lisans tezlerinde atıf yapılan kaynaklar doktora tezlerinde atıf yapılan kaynaklardan daha gençtir. Tezlerde atıf yapılan kaynakların büyük bir çoğunluğu tek yazarlıdır. Araştırmada elde edilen bibliyometrik bulgular kütüphane koleksiyonlarının değerlendirilmesinde ve kütüphanecilik alanında çekirdek dergi koleksiyonu oluşturulmasında kullanılabilir.
Olcme ogrenme alani ise Acilari Olcme, Uzunluklari Olcme, Alani Olcme, Zamani Olcme, Hacmi Olcme, Dik Prizmalarinin Yuzey alanlarini olcme ve Sivilari Olcme alt ogrenme alanlarina ayrilmistir. Programda kâgit katlama ve … Olcme ogrenme alani ise Acilari Olcme, Uzunluklari Olcme, Alani Olcme, Zamani Olcme, Hacmi Olcme, Dik Prizmalarinin Yuzey alanlarini olcme ve Sivilari Olcme alt ogrenme alanlarina ayrilmistir. Programda kâgit katlama ve kesme teknigi kullandirilarak ogrencilerden
Bu makalede, ulkemiz egitimbilim arastirma geleneginde bir nitel arastirma teknigi olarak cok az kullanilan gorusme tanitilmaya calisilmistir. Bu cercevede, sosyal gercekligi anlamada gorusme tekniginin kullanilmasinin yeri ve onemi uzerinde durulmustur. … Bu makalede, ulkemiz egitimbilim arastirma geleneginde bir nitel arastirma teknigi olarak cok az kullanilan gorusme tanitilmaya calisilmistir. Bu cercevede, sosyal gercekligi anlamada gorusme tekniginin kullanilmasinin yeri ve onemi uzerinde durulmustur. Bir arastirma teknigi olarak gorusmenin kullaniminda orneklem secimi sorunu, gecerlik ve guvenirlik sorunu ve elde edilen sozel verilerin analizi tartisilmaya ve uygulamada karsilasilan teknik sorunlara karsi pratik cozum onerileri gelistirilmeye calisilmistir.
Okuma alışkanlığı, okuma eyleminin sürekli, düzenli ve eleştirel olarak sürdürülmesidir. Okuma alışkanlığının özünde sürdürülebilirlik yaklaşımı bulunmaktadır. Sürdürülebilir okuma alışkanlığı, bireyin yaşamının her döneminde okuma eylemini kalıcı ve düzenli olarak devam … Okuma alışkanlığı, okuma eyleminin sürekli, düzenli ve eleştirel olarak sürdürülmesidir. Okuma alışkanlığının özünde sürdürülebilirlik yaklaşımı bulunmaktadır. Sürdürülebilir okuma alışkanlığı, bireyin yaşamının her döneminde okuma eylemini kalıcı ve düzenli olarak devam ettirmesini ifade eder. Türkiye’de okuma kültürünün gelişmiş ülke ortalamalarının oldukça altında olduğu bilinmektedir. Bu bakımdan çalışmanın temel amacı Türkiye’nin genel yapısında gözlemlenen bu olumsuz tablonun üniversite öğrencileri üzerine ne düzeyde yansıdığına ilişkin durum saptamasıdır. Çalışmada ilk olarak okuma alışkanlığı kavramsal olarak irdelenmekte, daha sonra Türkiye’de okuma alışkanlığının durumu ortaya konmakta ve son olarak da Ankara Üniversitesi lisans öğrencileri üzerinde yapılan anket uygulamasının sonuçları değerlendirilmektedir. Çıkan sonuçlar yüksek öğrenim boyunca öğrencilerin okuma becerisinde gelişme olduğunu, buna karşın yeterli okuma alışkanlığına sahip olmadıklarını göstermektedir.
Abstract The purpose of this study is to examine Turkish studies in the academic literature within the scope of SSCI, and to reveal methodological trends within these studies. For this … Abstract The purpose of this study is to examine Turkish studies in the academic literature within the scope of SSCI, and to reveal methodological trends within these studies. For this purpose, 460 Turkeyaddressed articles, published between the years of 2000-2009 in 32 international journals, within the scope of 2010 SSCI were collected as data through ETPCF. The data were examined via content analysis and presented using descriptive statistical methods. According to the results, educational and technology were the topics mostly focused on in the articles. Regarding the research methods, quantitative analysis was generally used in these studies. Questionnaires were used as a data collection tool, and convenience sampling methods were also used widely. Descriptive analyses were mainly preferred as a data analysis method. The results coming out of this study will be helpful for directing the future studies. Key Words Educational Technology, Instructional Technology, Research Trends, Publication Classification. Educational technologies, which emerge as innovative solutions to the question, How can I learn more effectively? change as a result of external factors on a day to day basis. Researchers have conducted numerous studies on the effects of these changes for students, teachers, learning environments and learning processes. Their researches take a variety of studies, depending on the narrower focus within the field of education. But in order to direct future research, determining the kinds of studies, which are still needed, is also important. Therefore, this study will review recent Turkey-addressed technologies articles, which were published in international journals, to take note of both their topics of research and to find out the potential topics that need further studies. Trends of have drawn the attention of many researchers from around the world (Caffarella, 1999; Costa, 2007; Hew, Kale, & Kim, 2007; Hranstinski & Keller, 2007; Klein, 1997; Latchem, 2006; Ma, 2000; Masood, 2004; Mihalca & Miclea, 2007; Ross, Morrison, & Lowther, 2010). The researchers themselves typically determine which topics to focus on, which research methods are best suited to their topics, which data to collect, how to select samples, and how to perform statistical analyses. All current tendencies in the field are a result of the precedents and trends that earlier researchers set as they worked out these elements in their studies. Some researchers examined a considerable number of the trends in the field of technologies. For instance, focus on journals of Klein (1997), Masood (2004), Hew et al., (2007), Ross et al., (2010) Educational Technology Research and Development (ETRD Hranstinski and Keller (2007) Computers & Education, Educational Media International, Journal of Educational Computing Research and Journal of Educational Media; Latchem (2006) British Journal of Educational Technology (BJET) were examined. As a result of the conducted analysis, it was found out that most of studies in are concentrated on media research, computer based and computer aided instruction, learning psychology, distribution systems, instructional development, instructional methods, and instructional design. Once experimental methods were often employed, but recently, qualitative methods have been increasingly used. The contributing authors of ETRD Costa, 2007; Ma, 2000). Computer-based and computer-aided instruction topics are generally the focus of these, and quantitative research methods are employed in most of these studies. But recently, qualitative studies have been increasing while experimental studies have been considered important. …
Abstract Skills students will need for the society in which they will work and live shouldn't be thought of as "one more thing to teach," but rather training integrated across … Abstract Skills students will need for the society in which they will work and live shouldn't be thought of as "one more thing to teach," but rather training integrated across all curricula.
The purpose of this study was to determine the validity and reliability of the evaluation scale developed by the researcher based on the principles of Stufflebeam's CIPP Evaluation Model (1988) … The purpose of this study was to determine the validity and reliability of the evaluation scale developed by the researcher based on the principles of Stufflebeam's CIPP Evaluation Model (1988) within the context of the evaluation of English curriculum of Yildiz Technical University. While the scale preparation, by taking advantage of the theoretical information and principles of CIPP Evaluation Model the rough scale composing 65 items was generated and the opinions of the experts were asked for the content and face validity of the scale. Finally, the scale was administered to a large group of students (n=415) from different faculties of Yildiz Technical University in Istanbul. Like the original form, the results of factor analysis indicated that the CIPP Evaluation Model Scale had four factors consisting of context, input, process and product and consisted of 46 items. It was evident from the results that the scale called CIPP Evaluation Scale (CIPP) as a valid and reliable curriculum evaluation instrument can be used in the field of education.
What is the purpose of school? A student may respond, “to get good grades.” A parent may say, “to educate.” A teacher may add, “to prepare students for their futures.” … What is the purpose of school? A student may respond, “to get good grades.” A parent may say, “to educate.” A teacher may add, “to prepare students for their futures.” The purpose is an intertwined...
The aim of this study is to perform a content analysis of the articles published in TED Education and Science Journal and in this way to define the trends of … The aim of this study is to perform a content analysis of the articles published in TED Education and Science Journal and in this way to define the trends of the articles published in the journal. In the study, a total of 492 articles selected by purposive sampling method were analyzed. For the selection of articles, it was considered that the articles were of the articles published in issues between 2007 and 2013 when the issue of the journal was scanned by SSCI. "Publishing Classification Form" was used for the analysis of the articles determined within this scope. By making content analysis, articles were analyzed to include the aspects such as defining information about the identity of the article, its field, its subject, method, data collection tools, sampling, data analysis methods, and discussions and recommendations. The obtained data was interpreted in a manner based on the percentage and frequency and they were also represented with tables and graphics. Based on the obtained data it was found out that more publications are made by scientists working in larger and great universities like Hacettepe, Ankara and Gazi University. Furthermore, it was identified that most of the publications are on fields such as educational programs and teaching, educational administration, mathematics and science education. In the study where publications based on quantitative and descriptive survey researches were identified as the most common publication type, it was found that attitude, perception, and personality tests were used as data collection tool. It was seen that the studies concentrated in the sampling range of 301-1000 persons at the undergraduate level. For the analysis of data it was found that descriptive analysis were made more commonly and Anova and T-test analysis were also used in the studies intensively. Publication trend of TED Education and Science Journal, and its framework to contribute scientific studies will be developed by following history, profile and trends of the publication based on the present analysis.
Postgraduate studies aiming to raise qualified human resource able to produce, synthesize and utilize knowledge are carried out by Institutes of Universities in Turkey.Since the postgraduate studies are closely related … Postgraduate studies aiming to raise qualified human resource able to produce, synthesize and utilize knowledge are carried out by Institutes of Universities in Turkey.Since the postgraduate studies are closely related to quality of education, efficient utilization of country resources and level of development of the country, necessary emphasize should be given for this issue.There several problems related to instructors, students, educational programs and relevant units of postgraduate studies in Turkey.This study emphasizes the significance of postgraduate studies, specifies the general problems and proposes solutions toward these problems.
Uzaktan eğitim dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye'de de çok sayıda üniversite ve özel kuruluş tarafından uygulanmakta ve Uzaktan eğitim dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye'de de çok sayıda üniversite ve özel kuruluş tarafından uygulanmakta ve
Bu araştırmanın amacı Türkiye'deki üniversitelerde muhasebe alanında yapılmış kayıtlı ve ulaşılma olanağı bulunan yüksek lisans ve doktora tezlerinin; profilini, alana katkılarını, içerik ve konu açısından zaman içindeki yönelimini belirlemektir. Çalışma … Bu araştırmanın amacı Türkiye'deki üniversitelerde muhasebe alanında yapılmış kayıtlı ve ulaşılma olanağı bulunan yüksek lisans ve doktora tezlerinin; profilini, alana katkılarını, içerik ve konu açısından zaman içindeki yönelimini belirlemektir. Çalışma 1984-2012 yılları arasında muhasebe alanında yazılan ve erişime açık 656 lisansüstü tezi kapsamaktadır. Tezler içerik analizi yöntemi kullanılarak konularına, kullanılan yönteme, geliştirilen öneri ve alana katkı gibi belirli kriterlere göre incelenerek sınıflandırılmıştır. Araştırma verileri Excel programında değerlendirilmiştir. Veri toplama aracı olarak Yükseköğretim Kurulu Ulusal Tez Merkezi'nden yararlanılmıştır.
Bu çalışma ile Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında olmak üzere yılda dört defa yayınlanmakta olan Muhasebe ve Finansman Dergisi'nde 2005-2013 yılları arasında basılmış makalelerin bibliyometrik özellikleri kapsamında incelenmesi amaçlanmıştır. … Bu çalışma ile Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında olmak üzere yılda dört defa yayınlanmakta olan Muhasebe ve Finansman Dergisi'nde 2005-2013 yılları arasında basılmış makalelerin bibliyometrik özellikleri kapsamında incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden bibliyometrik atıf analizi tekniği kullanılmıştır. Bibliyometrik özellikler çerçevesinde değerlendirmeye alınan toplamda 562 makalenin analize tabi tutulduğu çalışmanın neticesinde finansal performans, kamu ekonomisi ve finansal piyasalar konularına ağırlık verildiği görülmüştür. En fazla yayın yapan kurumlar arasında Marmara, Trakya ve İstanbul Üniversiteleri yer alırken, toplamda 112 kurum katkıda bulunmuştur. Atıf yapılan kaynaklara bakıldığında; ilk sırada dergiler, ikinci sırada diğer kaynaklar, üçüncü sırada kitaplar ve son sırada ise bildirilerin yer aldığı sonucuna varılmıştır. Muhasebe ve Finans Dergisi'ne toplamda 250 atıf yapılmış, öz atıf sayılarının ise 224 olduğu görülmüştür. Çok yazarlılık durumlarına bakıldığında ise genellikle bireysel çalışmalara yer verildiği sonucu elde edilmiştir.
Öz: Bu çalışmanın amacı, nitel araştırma geleneği Öz: Bu çalışmanın amacı, nitel araştırma geleneği
With the changing paradigms in mainstream educational sciences identifying teacher education as a relatively independent area, approaches and policies in second language teacher education have undergone significant reforms throughout the … With the changing paradigms in mainstream educational sciences identifying teacher education as a relatively independent area, approaches and policies in second language teacher education have undergone significant reforms throughout the world in the last two decades. Turkey, as a country in the midst of both social and cultural changes due to stream of events around it, has also attempted for such reforms in its English Language Teacher Education (ELTE) policies since the foundation of Higher Education Council leading to a unified model of pre-service teacher education. Teacher education, however, has always been one of the highly debated and criticized issues in the country by all the stakeholders. This paper scrutinizes the current ELTE policies in both pre-service and in-service levels in Turkey. The pre-service ELTE programs and how teachers are trained after graduation are presented focusing on the weaknesses and the drawbacks of the programs addressing to the relevant literature. Finally, the necessary policy reforms at all levels of teacher education are suggested by referring to the implementations of countries with high-quality teacher education systems.
Bu araştırmada, nitel araştırmalarda yaygın olarak kullanılan süreçlerden bahsedilmiş, ayrıca araştırma sürecinin kuramsal temelleri ve uygulamaya yönelik stratejileri ele alınmıştır. Bu çalışma özünde nitel araştırmacıların sıklıkla yöntembilim eksikliklerinden doğan uygulama … Bu araştırmada, nitel araştırmalarda yaygın olarak kullanılan süreçlerden bahsedilmiş, ayrıca araştırma sürecinin kuramsal temelleri ve uygulamaya yönelik stratejileri ele alınmıştır. Bu çalışma özünde nitel araştırmacıların sıklıkla yöntembilim eksikliklerinden doğan uygulama sorunlarına karşı kavramsal bir zemin oluşturmayı hedeflemiştir. Çalışma ile nitel araştırma sürecinde eksikliği hissedilen kavramsal zemin oluşturulacak ve uygulamaya dönük stratejiler üzerinde durulacaktır. Bu amaçla belirtilen çerçevede alanyazında sıklıkla vurgulanan nitel desenler taranarak, elde edilen veriler kuramsal boyutta tartışılmış, bunun yanında nitel araştırmalara yön verecek yöntemler ve stratejiler hakkında bilgi verilmiştir. Çalışma sonucunda, nitel araştırma sürecinin, nicel araştırmalardan oldukça farklı ve öznel bir süreci ifade ettiği, nitel araştırmaya konu olan sorunsalı tüm dinamikleriyle ve derinlemesine incelemeye çalıştığı belirlenmiştir. Bu çalışma özellikle Türkçe alanyazında eksikliği hissedilen güncel ve kolaylıkla uygulanabilir nitel araştırma yöntemlerindeki eksikliğin tamamlanması amacını gütmektedir. Çalışmanın, nitel araştırma yöntemlerini kullanacak araştırmacılara gerek nitel verilere ilişkin bilgi toplama, araştırma ve gerekse analiz seçimi ve uygulamalarında yol göstereceği umulmaktadır.
Betimsel içerik analizi yöntemi, belirli bir konuda ya da alanda birbirinden bağımsız olarak yapılan nitel ve nicel çalışmaların derinlemesine incelenip düzenlenmesi anlamına gelir. Böylece o konu ya da alandaki genel … Betimsel içerik analizi yöntemi, belirli bir konuda ya da alanda birbirinden bağımsız olarak yapılan nitel ve nicel çalışmaların derinlemesine incelenip düzenlenmesi anlamına gelir. Böylece o konu ya da alandaki genel eğilimler belirlenmektedir. Bu yöntemde elde edilen sonuçların, hedeflenen konulara yönelik olarak gelecekte planlanan çalışmalara yön göstermesi beklenmektedir. Bu çalışmanın temel amacı, eğitim bilimleri alanında sıkça kullanılmakta olan betimsel içerik analizi yönteminin, diğer sosyal bilimler alanlarında da kullanılabilmesi için, analizin nasıl yapılacağına dair soruların giderilmesini sağlamaktır. Çalışmanın, sosyal bilimler alanında betimsel içerik analizini kullanmak isteyen akademisyenlere yön göstermesi, temel bir kaynak olması hedeflenmektedir. Betimsel içerik analizinde, özellikle incelenen çalışmaların amaçlarına, gerekçelerine, sonuçlarına ve önerilerine ait analizlerde nitel analiz yaklaşımlarına uygun olarak, kod havuzu oluşturup, bu kodlara uygun temalandırma/kategorilendirme yönteminin kullanılması, betimsel içerik analizi çalışmalarının nitelik açısından da zenginleşmesini sağlayacaktır. Ayrıca, yapılacak olan betimsel içerik analizi çalışmalarında, incelenen çalışmalar, standartlaşmış analiz aşamaları dışında, benzer konulardaki diğer betimsel içerik analizi çalışmalarından ayrılması adına, farklı yönlerden de analize tabi tutulması gerekmektedir.
Sistematik derlemeler, bir alanda benzer yöntemler ile yapılmış olan çalışmaların kapsamlı ve detaylı bir biçimde taranması; derlemeye girecek çalışmaların çeşitli seçme ölçütleri kullanılarak belirlenmesi, belirlenen çalışmaların yapılandırılmış ve kapsamlı bir … Sistematik derlemeler, bir alanda benzer yöntemler ile yapılmış olan çalışmaların kapsamlı ve detaylı bir biçimde taranması; derlemeye girecek çalışmaların çeşitli seçme ölçütleri kullanılarak belirlenmesi, belirlenen çalışmaların yapılandırılmış ve kapsamlı bir kalite değerlendirmesinin ve sentezinin yapılması esasına dayanan araştırma yaklaşımıdır. Bu anlamda özellikle son yıllarda sosyal bilimlerin ve eğitim bilimlerinin çeşitli disiplinlerinde sistematik derlemeler sıklıkla yapılmaktadır. Bu kapsamda çeşitli içerik analizleri, meta değerlendirmeler, meta sentezler, bibliyometrik analizler, bilim haritalama çalışmaları, atıf analizleri, bibliyografik eşleştirmeler, sosyal ağ analizleri, ortak kelime analizleri vb. farklı çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmada sistematik derleme, meta değerlendirme ve bibliyometrik çalışmaların tanıtılması ve sosyal bilimlerde ve eğitim bilimlerinde kullanımı hakkında bilgi verilmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda “İçerik Analizi, Geleneksel Derleme, Sistematik Derleme, Meta Sentez, Meta Değerlendirme, Meta Çalışma, Bibliyometrik Analiz, Bilim Haritalama, Atıf Analizi, Ortak Atıf Analizi, Bibliyometrik Eşleştirme, Ortak Yazar Analizi, Sosyal Ağ Analizi, Ortak Kelime Analizi” kavramları tanıtılmaya çalışılmıştır.
İçerik analizi; nesnel, ölçülebilir, doğrulanabilir bilgilere ulaşmak amacıyla doküman, metin ve evrak gibi pek çok farklı materyali belli kurallar dahilinde (örnekleme, kodlama, kategori vs.) analiz etmeyi amaçlayan nitel araştırma yöntemi … İçerik analizi; nesnel, ölçülebilir, doğrulanabilir bilgilere ulaşmak amacıyla doküman, metin ve evrak gibi pek çok farklı materyali belli kurallar dahilinde (örnekleme, kodlama, kategori vs.) analiz etmeyi amaçlayan nitel araştırma yöntemi içerisinde yer alan bir tekniktir. Çalışmanın amacı sosyoloji ve iletişim bilimleri alanlarında içerik analizi tekniğinin anlaşılması ve uygulamasında ne tür benzerlik ve farklılıkların olduğunu belirlemektir. İçerik analizinin ne olduğu, hangi türlerinin bulunduğu, analizin tamamlanabilmesi için hangi aşamalardan geçilmesi gerektiği üzerinde durulmaktadır. Bu amaç doğrultusunda iletişim bilimleri ve sosyoloji alanında içerik analizi tekniği kullanılarak hazırlanan doktora tezlerinin yöntem bölümü içerik analizi tekniği kullanılarak incelenmektedir. 2013-2021 yılları arasında sosyoloji ve iletişim bilimlerinde hazırlanan otuz iki doktora tezi olduğu tespit edilmiştir. Sosyoloji alanında sekiz doktora tezi, iletişim bilimleri alanında ise sekiz doktora tezi olmak üzere toplam on altı doktora tezi araştırmanın örneklemini oluşturmaktadır. Elde edilen bulgulara bakıldığında iletişim bilimleri alanında hazırlanan tezlerin içerik analizini yardımcı bir teknik olarak kullanılmadığı, kategori ve kod oluşturmaya özen gösterildiği tespit edilmiştir. Sosyoloji alanında hazırlanan doktora tezlerinde ise içerik analizi tekniği çoğunlukla yardımcı bir teknik olarak kullanılmıştır.
Bu araştırmanın amacı, 2013-2023 yıllarında Türkiye’de matematik eğitiminde kavram yanılgılarını gidermeye yönelik yapılan çalışmaların eğilimlerini incelemektir. Google Akademik ve YÖK Tez Veri Tabanlarından erişilen bir doktora tezi, 27 yüksek lisans … Bu araştırmanın amacı, 2013-2023 yıllarında Türkiye’de matematik eğitiminde kavram yanılgılarını gidermeye yönelik yapılan çalışmaların eğilimlerini incelemektir. Google Akademik ve YÖK Tez Veri Tabanlarından erişilen bir doktora tezi, 27 yüksek lisans tezi ve 27 makale, belirli kategoriler çerçevesinde analiz edilmiştir. Araştırma, nitel yöntemle doküman inceleme tekniği kullanılarak yürütülmüş; elde edilen veriler içerik analiziyle değerlendirilmiştir. Sonuçlara göre en fazla çalışma 2019 yılında yapılmış; tezlerin çoğu Balıkesir ve Bartın Üniversitelerinde gerçekleştirilmiştir. Çalışmalarda en çok ilköğretimde "Sayılar ve İşlemler", ortaöğretimde ise "Sayılar ve Cebir" öğrenme alanlarına odaklanılmıştır. Araştırmalar genellikle ortaokul düzeyinde, 1-50 kişilik örneklemlerle gerçekleştirilmiştir. Başarı testleri ve görüşme tekniklerinin sık kullanıldığı çalışmalarda, kavram karikatürleri gibi alternatif yöntemlerin etkili olduğu tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarının, bu alanda çalışma yapacak araştırmacılara katkı sağlayacağı ve öneriler sunduğu düşünülmektedir.
Bu çalışma, Türkiye’deki Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı’nın (FBDÖP) 21. yüzyıl becerilerini kazandırma düzeyini değerlendirmektedir. Araştırmada karma yöntem benimsenmiş olup nicel veriler 1260 öğrenciden 21. Yüzyıl Becerileri Ölçeği aracılığıyla, nitel … Bu çalışma, Türkiye’deki Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı’nın (FBDÖP) 21. yüzyıl becerilerini kazandırma düzeyini değerlendirmektedir. Araştırmada karma yöntem benimsenmiş olup nicel veriler 1260 öğrenciden 21. Yüzyıl Becerileri Ölçeği aracılığıyla, nitel veriler ise 20 fen bilimleri öğretmeniyle gerçekleştirilen yarı yapılandırılmış görüşmelerle elde edilmiştir. Bulgular, FBDÖP’nin eleştirel düşünme, problem çözme ve iletişim becerilerini kısmen desteklediğini, ancak yaratıcılık, medya ve teknoloji okuryazarlığı, esneklik ve uyum becerilerinde yetersiz kaldığını göstermiştir. Merkez okullardaki öğrenciler, belde okullarına kıyasla tüm becerilerde üstün performans sergilemiş; kız öğrenciler iletişim, sosyal beceriler ve liderlikte erkek öğrencilerden daha yüksek puan almıştır. Beşinci sınıflar girişimcilik ve üretkenlikte öne çıkarken, sekizinci sınıfların düşük performansları sınav kaygısına bağlanmıştır. Öğretmenler, müfredat yoğunluğu, sınav odaklılık ve materyal eksikliklerini temel engeller olarak vurgulamıştır. Bu doğrultuda çalışma, FBDÖP’nin proje tabanlı öğrenme ve disiplinler arası yaklaşımlarla yeniden yapılandırılmasını, öğretmenlerin dijital ve pedagojik becerilerinin geliştirilmesini ve okulların teknolojik altyapısının iyileştirilmesini önermektedir
Yapay zekâ, insan zekâsını taklit etmek için tasarlanmış bilgisayar sistemleri ve programlarını ifade etmektedir. Yapay zekâ literatürü incelendiğinde bu teknolojinin yeni bir konu olduğu ve araştırmaların oldukça kısıtlı olduğu görülmektedir. … Yapay zekâ, insan zekâsını taklit etmek için tasarlanmış bilgisayar sistemleri ve programlarını ifade etmektedir. Yapay zekâ literatürü incelendiğinde bu teknolojinin yeni bir konu olduğu ve araştırmaların oldukça kısıtlı olduğu görülmektedir. Bu çalışmada coğrafya alanında uygulanabilecek yapay zeka teknolojilerinin kavramsal temellerini oluşturmak amacıyla kapsamlı literatür araştırması yapılmış ve coğrafya alanında yapay zekâ ile ilgili yapılan çalışmaların haritasını çıkarmak hedeflenmiştir. Çalışmada nicel veriler kapsamında, bibliyometrik analiz kullanılarak sistemli bir özet sunulması, konuyla ilgili çalışma eğilimlerinin ve araştırma yoğunluğunu ortaya koymak amaçlanmıştır. Analiz birimi olarak Web of Science veri tabanında taranan, 1986-2024 yılları arasında yayınlanan farklı türdeki eserlerin bibliyometrik verisine dayanmaktadır. Coğrafyada yapay zekâ ile ilgili 559 eserin yayın yıllarına göre dağılımlarına bakıldığında en fazla 2022, 2023 ve 2024 yıllarında yoğunlaşma olduğunu; ağırlıklı olarak makale ve bildiri kitabı bulunduğu; yayınların ülkelere göre dağılımı ABD, Çin ve İngiltere ilk üçte yer aldığı; en fazla İngilizce eserler yayınlandığı; SCI-Expanded, SSCI, CPCI-S endekslerde taranan yayınlar ağırlıkta olduğu tespit edilmiştir.
Bu araştırmada Türkiye’de 2005-2023 yılları arasında fen eğitimi alanında yapılan yer bilim temalı çalışmaların; yayın türü, yılı, amacı, veri toplama araçları, yöntemi, çalışma grubu, konusu ve veri analiz yöntemi temaları … Bu araştırmada Türkiye’de 2005-2023 yılları arasında fen eğitimi alanında yapılan yer bilim temalı çalışmaların; yayın türü, yılı, amacı, veri toplama araçları, yöntemi, çalışma grubu, konusu ve veri analiz yöntemi temaları açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Belirlenen anahtar kavramlar ile tarama yapılarak, Yükseköğretim Kurulu Tez Merkezi veri tabanından erişime açılmış tam metnine ulaşılan lisansüstü tezler ve Google Akademik veri tabanında tam metnine ulaşılabilen bilimsel çalışmalar doküman incelemesi yöntemiyle incelenmiştir. Araştırma kapsamına uygun 47 çalışma, araştırmanın veri kaynaklarını oluşturmaktadır. Çalışmalara ait veriler, betimsel analize tabi tutulup verilere ilişkin frekans ve yüzde değerleri belirlenmiştir. Çalışmaların yayın türünün en fazla yüksek lisans tezi olduğu, en fazla çalışmanın 2017 yılında yayınlandığı, çalışmalarda en çok akademik başarıya etkinin incelenmesinin amaçlandığı, başarı testinin en fazla kullanılan veri toplama aracı olduğu ve çalışmalarda çoğunlukla nicel yöntemlerin tercih edildiği, çalışmaların en fazla 5. sınıflarla yürütüldüğü, çalışmalara en çok doğal süreçler ve yıkıcı doğa olaylarının konu edildiği, verilerin analizinde çoğunlukla betimsel istatistiklere başvurulduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuçlardan hareketle, ilgili alanda çalışma yürütmek isteyen araştırmacılara genel eğilim ve mevcut durum hakkında bilgi verilmiş, yeni yapılacak araştırmalara ilişkin önerilerde bulunulmuştur.
Bu çalışmanın amacı 13. yüzyıldan Tanzimat Dönemi’ne kadar yüzlerce yıl varlığını sürdüren divan edebiyatının eğitimi konusunda yapılan çalışmaları incelemektir. Divan edebiyatı eğitimi konusunda yapılan çalışmalar derinlemesine incelenip sentezlenerek bu alandaki … Bu çalışmanın amacı 13. yüzyıldan Tanzimat Dönemi’ne kadar yüzlerce yıl varlığını sürdüren divan edebiyatının eğitimi konusunda yapılan çalışmaları incelemektir. Divan edebiyatı eğitimi konusunda yapılan çalışmalar derinlemesine incelenip sentezlenerek bu alandaki araştırma eğilimleri ortaya çıkarılacak, yapılan araştırmaların benzer ve farklılıkları tespit edilecek ve bu sayede program geliştiricilere bir fikir sunulmaya çalışılacaktır. Çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden meta-sentez kullanılmıştır. Veriler “Google Akademik” ve “TÜBİTAK ULAKBİM” üzerinden elde edilmiştir. Bu veri tabanlarından ulaşılan 92 adet makale çeşitli ölçütler üzerinden değerlendirilmiş ve 65 makale üzerinde çalışma yapılmıştır. Veriler, MAXQDA 2022 Programı kullanılarak açık ve betimsel kodlama yöntemleriyle kodlanmış ve analiz edilmiştir. Yapılan analiz sonucunda divan edebiyatı eğitimi üzerine yapılan çalışmaların ağırlıklı olarak değerler eğitimi ve öğrenci görüşleri üzerinde toplandığı ve genellikle mesnevi nazım şekli üzerinde yoğunlaştığı tespit edilmiştir. Yapılan çalışmalarda divan edebiyatı ürünlerinin değerler eğitiminde kullanılabilir olduğu ve öğrencilerin divan edebiyatı hakkında olumlu görüşlere sahip olduğu belirlenmiştir. Yapılan çalışmalarda divan edebiyatının sade metinler üzerinden öğrenci özelliklerine göre farklı yöntem ve tekniklerle öğretildiğinde her yaştan öğrenciye öğretilebileceği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca günümüz eğitim programlarında divan edebiyatına ayrılan yerin oldukça sınırlı olduğu ve divan edebiyatının disiplinler arası bir yaklaşımla farklı alanlarda kullanılabileceği de elde edilen önemli sonuçlardır.
Vefa Can Kaya | Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi
Bu çalışma Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü’nün (TODAİE) dönüşümünü ele almaktadır. Kuruluşundaki rapor ve çalışmalara bakıldığında TODAİE’nin idari reform ortamının oluşmasına zemin hazırlamak ve üniversite ile idare arasında … Bu çalışma Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü’nün (TODAİE) dönüşümünü ele almaktadır. Kuruluşundaki rapor ve çalışmalara bakıldığında TODAİE’nin idari reform ortamının oluşmasına zemin hazırlamak ve üniversite ile idare arasında köprü kurmak amacına matuf olarak kurulduğu görülmektedir. Bu bağlamda çalışmada öncelikle İkinci Dünya Savaşı sonrası bürokrasinin reform gündemi ele alınmaktadır. İdari reform sürecinin ardında nasıl bir kuramsal temelin söz konusu olduğu ve ilgili paradigmanın bürokrasinin yeniden yapılandırılmasında nasıl bir rol oynadığı tartışılmaktadır. İdari reform bağlamında TODAİE’nin sürecin hem yürütücü aktörü hem de sürecin nesnesi olarak nasıl bir konumda yer aldığı tarihsel bağlamda ele alınmaktadır. Nihayetinde TODAİE’nin kuruluş misyonunu niçin gerçekleştiremediği yasal ve örgütsel, sahip olduğu paradigma ve bilimsel yaklaşımlar ile bürokrasi-siyaset ilişkileri açılarından tartışılmaktadır. Nihayetinde ülkenin siyasi, sosyal ve ekonomik olarak krize girdiği 1970’li yıllarda idari reform tasarılarının gündemden düşmesi, TODAİE’nin kuruluş misyonundan uzaklaşarak akademik bir kuruma dönüşmesine zemin hazırlamıştır. Bu çalışmanın, TODAİE’nin dönüşüm dinamiklerini anlamaya ve açıklamaya çalışarak Türk kamu yönetimi tarihine ilişkin eleştirel bir sorgulamayı mümkün kılmayı hedeflediği söylenebilir.
Bu araştırmanın amacı 2012-2025 yılları arasında fen bilimleri derslerinde hikâyelerin kullanımını içeren makale ve tezleri bir araya getirip “Yayın Yılı ve Yayın Türü”, “Sınıf Düzeyi”, “Amaçları”, “Sonuçları”, “Yöntem ve Deseni”, … Bu araştırmanın amacı 2012-2025 yılları arasında fen bilimleri derslerinde hikâyelerin kullanımını içeren makale ve tezleri bir araya getirip “Yayın Yılı ve Yayın Türü”, “Sınıf Düzeyi”, “Amaçları”, “Sonuçları”, “Yöntem ve Deseni”, “Veri Toplama Araçları”, “Öğretim Yöntemi”, “Veri Analizi”, “Sonuçları” ve “Önerileri” değişkenlerine göre inceleyerek sistematik bir derleme çalışması yapmaktır. Sistematik derleme çalışmalarında belirli kriterler çerçevesinde alan yazın taraması yapılır. Bu tarama çerçevesinde bazı çalışmalar seçilir ve seçilen çalışmaların bulguları üzerinde derinlemesine bir sentez yapılır. Bu çalışmada öncelikle araştırmaya dâhil edilecek tez ve makaleler için “Google Akademik”, “Dergipark” ve “YÖK Ulusal Tez Merkezinde tam metnine ulaşılma”, “2010-2025 yılları arasında yayınlanmış olma”, “İlköğretim Düzeyi” ve “Disiplin Alanı (Fen Bilimleri)” kriterlerine göre çalışmanın kapsamı sınırlandırılmıştır. İlgili kriterlere göre 7’si makale, 7’si tez olmak üzere 14 çalışma incelenmiştir. Veriler üzerinde betimsel ve içerik analizi gerçekleştirilmiştir. Çalışmaya dahil edilen makale ve tezlerin sonuçlarına ilişkin “Anlamlı Olumlu Etki”, “Olumlu Etki”, “Nötr Etki” ve “Öğrenci Görüşü” temalarına ulaşılmıştır. Fen Bilimleri derslerinde hikâyelerin kullanımının öğrencilerin akademik başarılarını anlamlı derecede olumlu yönde etkilediği görülmüştür. Ayrıca öğrenciler tarafından derse güdüleme, ilgi ve motivasyonu artırma, merak uyandırma, dersin eğlenceli olmasını sağlama, hayal gücünü çalıştırma ve çevredeki olaylara duyarlılık sağlama, soyut kavramların anlaşılmasını sağlama, bilgilendirici olma ve kalıcılığı artırma görüşleri ifade edilmiştir. Genel olarak bilişsel ve duyuşsal anlamda fayda sağlaması dolayısıyla Fen Bilimleri derslerinde hikâyelerin kullanımı önerilmiştir.
Bu çalışmada, 2000-2023 yılları arasında fen bilimleri dersi deney/etkinlikleri ile ilgili Türkiye merkezli araştırmaların yer aldığı makaleler incelenmiştir. Araştırma, nitel yöntemlerden biri olan doküman analizi tekniğiyle yürütülmüştür. İncelenen makalelerde yayım … Bu çalışmada, 2000-2023 yılları arasında fen bilimleri dersi deney/etkinlikleri ile ilgili Türkiye merkezli araştırmaların yer aldığı makaleler incelenmiştir. Araştırma, nitel yöntemlerden biri olan doküman analizi tekniğiyle yürütülmüştür. İncelenen makalelerde yayım yılı, konu ile ilgili daha fazla araştırma yapan araştırmacı isimleri, kullanılan yöntemler, örneklem grupları, amaç, bulgu, öneri ve sınırlılıklar belirlenmiştir. Sonuç olarak, incelenen 24 yıl içerisinde az denilebilecek sayıda (61) makalenin yayımlandığı, en fazla çalışmanın (7) 2015 yılında yapıldığı tespit edilmiştir. Ayrıca, 6 araştırmacının konuyla ilgili ikiden fazla makalede yazar olarak yer aldığı, 15 araştırmacının 2 makalede ve 84 araştırmacının ise sadece 1 makalede yazar olduğu görülmüştür. Örneklem grupları açısından, fen bilimleri öğretmenleri ve ortaokul öğrencileri üzerinde daha fazla sayıda makalenin yapıldığı belirlenmiştir. Makalelerde nitel yöntemlerin daha fazla kullanıldığı tespit edilmiştir. Ayrıca, makaleler amaç, bulgu, öneri ve sınırlılıklar başlıklarında incelendiğinde birçok faktör, değişken ve konuya ilişkin amaç, bulgu ve önerilerin olduğu ve çalışmalarda beklenen sınırlılıkların rapor edildiği görülmüştür. Makalelerin bulgularında birçok değişkenin olumlu etkilendiği tespit edilmiş ve bu olumlu sonuç doğrultusunda çalışmalarda deney/etkinliklerin yapılmasının önerildiği belirlenmiştir.
Bu araştırmada dördüncü sınıfta okutulan Fen Bilimleri ders kitaplarında yer alan Besinlerimiz ünitesindeki etkinliklerin bilimsel süreç becerileri açısından incelenmesi ve bu etkinliklerin 2018 Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programında (FBÖP) yer … Bu araştırmada dördüncü sınıfta okutulan Fen Bilimleri ders kitaplarında yer alan Besinlerimiz ünitesindeki etkinliklerin bilimsel süreç becerileri açısından incelenmesi ve bu etkinliklerin 2018 Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programında (FBÖP) yer alan ilgili ünitenin kazanımlarıyla eşleştirilmesi amaçlanmıştır. Araştırma, nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması ile desenlenmiştir. Araştırma doküman inceleme tekniği ile gerçekleştirilmiş ve veri kaynağı olarak 2019 yılında okullara dağıtımı yapılan iki adet İlkokul Fen Bilimleri ders kitabı ile 2018 FBÖP kullanılmıştır. Doküman incelemesi tekniği sonucunda elde edilen veriler betimsel analiz yöntemi ile analiz edilmiştir. Betimsel analiz kapsamında Besinlerimiz ünitesinde yer alan etkinlik isimleri kodlanmıştır. Daha sonra kodlanan etkinliklerin FBÖP’deki kazanımlarla eşleştirilmesine ve etkinliklerin bilimsel süreç becerileri açısından değerlendirilmesine ilişkin görüş birliği/görüş ayrılığı hesaplamıştır. Kodlanan etkinliklere yönelik tema alanı “Besin analizi ve sağlıklı yaşam farkındalığı” olarak belirlenmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgular, incelenen ders kitaplarının birinde 2018 FBÖP’deki Besinlerimiz ünitesinde yer alan tüm kazanımlara yönelik etkinliklerin yer aldığını gösterirken, diğerinde ise bazı kazanımlara ilişkin etkinliklerin bulunmadığını göstermiştir. Araştırma bulguları, incelenen kitaplardan birinde "Besinlerimiz" ünitesindeki etkinliklerin en fazla sınıflama ve gözlem yapma becerilerini desteklediğini, diğer kitapta ise bu etkinliklerin verileri kaydetme becerisini daha fazla desteklediğini göstermektedir. Sonuç olarak, Dördüncü Sınıf Fen Bilimleri ders kitaplarında yer alan beslenme temalı etkinliklerin, bilimsel süreç becerilerini kapsayıcılığı ve öğretim programındaki kazanımlarla uyumluluğu açısından geliştirilmesi gereklidir. Bu doğrultuda, beslenme kazanımlarını tam anlamıyla destekleyen ve bilimsel süreç becerilerinin tüm aşamalarını içerecek şekilde zenginleştirilmiş etkinliklerin ders kitaplarına eklenmesi önerilmektedir.
Emre Kocabıyık | Kuram ve Uygulamada Sosyal Bilimler Dergisi
Okuma Eğitimi adlı kitap Prof. Dr. Ali Fuat Arıcı tarafından 2012 yılında yayımlanmıştır. Kitabın ilk basım tarihi 2008 yılı olup incelemesi yapılacak kitap 2012 tarihli üçüncü basımdır. Eser, 148 sayfa … Okuma Eğitimi adlı kitap Prof. Dr. Ali Fuat Arıcı tarafından 2012 yılında yayımlanmıştır. Kitabın ilk basım tarihi 2008 yılı olup incelemesi yapılacak kitap 2012 tarihli üçüncü basımdır. Eser, 148 sayfa ve 9 bölümden oluşmaktadır. Her başlık altında bir uygulama çalışmasına yer verilmiştir. Arıcı’nın ön sözünde ifade ettiği gibi “Bu kitap ülkemizde görülen okuma konusundaki eksikliği giderme amacını taşımaktadır.” (s. vi) kitabın kaleme alınma amacı okuma konusundaki eksiklikleri gidermek ve bu amaç doğrultusunda okuma eğitimine dair bir kaynak kitap oluşturmaktır.
Dramatik bir metin incelenirken metin yazarının hayat hikâyesi ile metnin yazıldığı dönemin sosyal, kültürel, siyasal ve ekonomik yapısının bilinmesi de önem arz etmektedir. İnsan aklının ve bilincinin ürünü olan bir … Dramatik bir metin incelenirken metin yazarının hayat hikâyesi ile metnin yazıldığı dönemin sosyal, kültürel, siyasal ve ekonomik yapısının bilinmesi de önem arz etmektedir. İnsan aklının ve bilincinin ürünü olan bir tiyatro metninin yazarın iç dünyasıyla birlikte yazıldığı dönemin evrenini de yansıttığını söylememiz mümkündür. Çünkü yazarın iç dünyasını toplumsal normlardan bağımsız olarak düşünmemiz pek mümkün değildir. Bu nedenle bir tiyatro metninin yazarın psikolojik iç dünyası ile yazıldığı dönemin sosyolojik, kültürel ve siyasi yapısıyla bağlantılı olduğunu söylemek mümkündür. Bu bağlamda Arthur Miller’in 1952 yılında yazdığı Cadı Kazanı oyununu hem yazarın kültürel yapısını hem de yaşadığı dönemin politik ve sosyolojik özelliklerini yansıtması açısından örneklendirmek mümkündür. Cadı Kazanı oyununda Amerikalı senatör McCarthy’nin başını çektiği 1950’li yıllarda yaşanan komünist düşmanlığının eleştirisi yapılmaktadır. McCarthy dönemini komünist olarak tanınan akademisyen, sanatçı ve aydınların adeta bir cadı avı yöntemiyle ve hukuk dışı uygulamalarla cezalandırıldığı bir dönem olarak değerlendirmek mümkündür. Miller, McCarthy döneminde siyaset ve hukuk koalisyonu ile yaşanan haksızlıkları, hukuksuzlukları ve cezalandırmaları özgürlük ve denge ilişkisi bağlamında değerlendirirken McCarthy döneminin eleştirisini 3 yüzyıl önceki geçmiş bir zamana dönerek din kurumu ve mahkemeler üzerinden yapmaktadır. Cadı Kazanı oyunu 17. yüzyılda din kurumu ile hukuk mahkemelerinin yaptığı zalimliği ve adaletsizliği sahneye aktarırken hem McCarthy dönemine hem de tarihin tekerrürüne gönderme yapmaktadır. Miller, insanların akla ve mantığa uygun olmayan olaylara karşı sessiz kaldığını, çoğunluğa uyum sağladığını ve akılcı davranan masum insanların ise cezalandırıldığına dikkat çekerken, McCarthy dönemine yaptığı gönderme ile benzer durumların her yüzyılda yaşanabileceğine vurgu yapmaktadır. İdeolojisi din ve muhafazakârlık olan Cadı Kazanı oyununun ana eksenini ve yaşanan çatışmaların kaynağını hak, adalet, hukuk, ötekileştirme, dışlama, cezalandırma, korku duygusu ve konformizm kavramları oluşturmaktadır. Korku duygusunun tarih boyunca insanları kontrol etmek, otoritenin isteklerine boyun eğdirmek, tutum ve davranışlarını belirlemek için görünmez bir ikna aracı kullanıldığı tartışılmaz bir olgudur. Korku duygusu gerçeklik kadar düşsellikle de yakından ilgili olduğundan insanın bilinç dünyasını etkileyebilmektedir. Bu makalede korkunun insan duyguları üzerindeki en önemli etkisi olan konformizm kavramı merkeze alınarak Cadı Kazanı oyununun incelenmesi amaçlanmaktadır.
Bu araştırmada, Konu Jigsawı tekniğinin altıncı sınıf öğrencilerinin dil bilgisi başarıları ile Türkçe dersine yönelik tutum ve motivasyon düzeylerine etkisi incelenmiştir. Araştırma, ön test–son test kontrol gruplu yarı deneysel desen … Bu araştırmada, Konu Jigsawı tekniğinin altıncı sınıf öğrencilerinin dil bilgisi başarıları ile Türkçe dersine yönelik tutum ve motivasyon düzeylerine etkisi incelenmiştir. Araştırma, ön test–son test kontrol gruplu yarı deneysel desen kullanılarak yürütülmüştür. Deney grubunu Konu Jigsawı tekniği uygulanan 6/B sınıfı, kontrol grubunu ise program merkezli öğretimin sürdürüldüğü 6/A sınıfı oluşturmuştur. Veriler, araştırmacı tarafından geliştirilen Dil Bilgisi Başarı Testi (DBBT), Türkçe Dersi Tutum Ölçeği ve Türkçe Dersi Motivasyon Ölçeği aracılığıyla toplanmıştır. Verilerin analizinde bağımlı ve bağımsız örneklem t-testleri, tekrarlı ölçümler için iki yönlü ANOVA ve Pearson korelasyon analizleri kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre Konu Jigsawı tekniği uygulanan öğrencilerin dil bilgisi başarı puanlarında, geleneksel öğretime tabi tutulan öğrencilere kıyasla daha yüksek düzeyde bir artış gözlenmiştir. Buna karşın, tutum ve motivasyon düzeylerinde her iki grup arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Öte yandan, öğrencilerin dil bilgisi başarıları ile Türkçe dersine yönelik motivasyon ve tutum puanları arasında pozitif yönde anlamlı ilişkiler tespit edilmiştir. Özellikle başarı ile motivasyon arasında yüksek düzeyde bir ilişki olduğu belirlenmiş; bu bulgu, öğrencilerin başarı odaklı bir motivasyon profili sergilediklerine işaret etmektedir.
Bu çalışmanın amacı 2006-2023 yılları arasında Yabancılara Türkçe Öğretimi alanında anlatma becerileri ile ilgili yapılan lisansüstü tezlerin derlenip sistematik olarak incelenmesidir. Çalışmada sistematik analiz yöntemi kullanılmıştır. Çalışma materyalini, 2006-2023 yılları … Bu çalışmanın amacı 2006-2023 yılları arasında Yabancılara Türkçe Öğretimi alanında anlatma becerileri ile ilgili yapılan lisansüstü tezlerin derlenip sistematik olarak incelenmesidir. Çalışmada sistematik analiz yöntemi kullanılmıştır. Çalışma materyalini, 2006-2023 yılları arasında Yabancılara Türkçe Öğretimi alanında yapılmış anlatma becerileri (yazma ve konuşma) ile ilgili toplam 102 lisansüstü çalışması oluşturmaktadır. Verilerin toplanması sürecinde öncelikle Yabancılara Türkçe öğretimi alanında anlatma becerileri ile ilgili yapılan tez çalışmalarına ulaşmak amacıyla YÖKTEZ veri tabanı taranmıştır. Ulaşılan çalışmalar kategorik çözümleme yöntemiyle irdelenmiştir. Elde edilen veri analizlerine göre her iki beceri alanında da en fazla çalışılan konunun Ölçme ve Değerlendirme olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmalar yöntemlerine göre incelendiğinde deneysel ve tarama deseninin daha sık kullanıldığı; çalışmaların örneklem seçim yöntemlerine bakıldığında ise büyük çoğunluğunda seçim yöntemlerine yer verilmediği tespit edilmiştir. Her iki beceri alanında da en çok tercih edilen hedef grupların uluslararası öğrenciler olduğu; hedef grupların dil yeterlikleri incelendiğinde ise en çok tercih edilen dil yeterliğinin B2 olduğu görülmüştür. Çalışmaların veri toplama araçlarına bakıldığında her iki beceri alanında da doküman incelemesinin ağırlıkta olduğu; çalışmalar veri analizi açısından incelendiğinde ise betimsel istatistik ve içerik analizinin daha sık kullanıldığı sonucuna ulaşılmıştır. En fazla çalışmanın İstanbul Üniversitesi ve Gazi Üniversitesinde olduğu; en fazla kullanılan anahtar kelimelerin “Yazma Becerisi” ve “Konuşma Becerisi” olduğu söylenebilir.
Ana dili Türkçe öğretimi alanında 2015-2021 yılları arasında yazılan yüksek lisans ve doktora tezlerindeki söz varlığına ilişkin önerileri incelemek amacıyla içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Sonuç olarak lisansüstü tezlerde yer alan … Ana dili Türkçe öğretimi alanında 2015-2021 yılları arasında yazılan yüksek lisans ve doktora tezlerindeki söz varlığına ilişkin önerileri incelemek amacıyla içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Sonuç olarak lisansüstü tezlerde yer alan önerilerin çoğunlukla kelime öğretimine yönelik olduğu belirlenmiştir. Bunu sırasıyla Türkçe ders kitabı, öğretmenler ve öğretmen adayları ile araştırmacılara yönelik önerilerin izlediği görülmüştür. Kelime öğretim süreci ile ilgili lisansüstü tezlerde; sözlüğün niteliği ve sözlüğün kullanımı, kelime dağarcığını geliştirici etkinlik/oyunlar, kelime listeleri oluşturma, basılı ve dijital materyallerden yararlanma önerilerinin daha ön planda olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmacıların Türkçe ders kitaplarına yönelik; etkinlikler, metin niteliği, kalıp ifadeler ve kelimelerin öğrenciye uygunluğu konusunda öneriler sundukları belirlenmiştir. Araştırmacıların yeni yapılacak çalışmalarda daha çok dijital materyal kullanımı, kelime öğretim yöntem ve teknikleri, kelime sıklığının belirlenmesi, kalıp sözler ve kelime dağarcığının belirlenmesi konusunda önerilerde bulundukları tespit edilmiştir. Öğretmen ve öğretmen adaylarına yönelik kelime öğretim yöntem ve tekniklerinin kullanımına yönelik daha çok öneri sunulduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bilim ve onun şekillendirdiği yaşam biçimi kendine sunulanı olduğu gibi kabul eden değil; sorgulayan, araştıran, eleştiren, yenilikçi bakış açısına sahip, pratik çözümler ve alternatifler geliştiren insan modelini gerekli ve değerli … Bilim ve onun şekillendirdiği yaşam biçimi kendine sunulanı olduğu gibi kabul eden değil; sorgulayan, araştıran, eleştiren, yenilikçi bakış açısına sahip, pratik çözümler ve alternatifler geliştiren insan modelini gerekli ve değerli kılmaktadır. Türk eğitim sisteminin en önemli hedeflerinden birisi öğrencilerin üst düzey düşünme becerilerinin geliştirilmesidir ve Türkçe dersinin bu açıdan oldukça önemli bir yeri vardır. Bu araştırmanın amacı Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli 2024 Ortaokul Türkçe Dersi Öğretim Programı’nın üst düzey düşünme becerileri açısından incelenmesi ve bu bağlamda değerlendirilmesidir. Doküman analizi yöntemi uygulanan araştırma verileri betimsel analiz tekniğiyle incelenmiştir. Program üst düzey düşünme becerilerini oluşturan karar verme, problem çözme ve eleştirel düşünme becerileri açısından incelenmiştir. Buna göre araştırma sonunda Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli 2024 TDÖP’de her sınıf düzeyinde alan becerilerinde soran, sorgulayan, düşünen, eleştiren, tartışan, tarafsız bir yaklaşım sergileyerek bildiklerini ve düşüncelerini ifade eden bireylerin yetiştirilmesi için üst düzey düşünme becerilerinin gelişimine yer verildiği, bunların içerisinde en fazla öğrenme çıktısının karar verme becerisinde olduğu, dil becerilerindeki dağılımı açısından da en fazla yazma becerisinde bulunduğu belirlenmiştir. Araştırmada ulaşılan sonuçlardan hareketle çeşitli öneriler geliştirilmiştir.
Türkçe dersi öğretim programının amaçlarından biri bireyin duygularına hitap ederek onu duyuşsal ve estetik yönden geliştirmektir. Program, metin biçimlerini bilgilendirici, öyküleyici ve şiir olarak ele almaktadır. Bu biçimler aracılığıyla söz … Türkçe dersi öğretim programının amaçlarından biri bireyin duygularına hitap ederek onu duyuşsal ve estetik yönden geliştirmektir. Program, metin biçimlerini bilgilendirici, öyküleyici ve şiir olarak ele almaktadır. Bu biçimler aracılığıyla söz konusu duyuşsal ve estetik beceriler geliştirilebilse de şiir ve öyküleyici metinlerle bu konu daha etkin bir biçimde işe koşulabilmektedir. Yine de metinlerin sınıflandırılmasında farklı kategorilere rastlamak mümkündür. Bu noktada metin türü, metin tipi ve metin tonu önem kazanmaktadır. Araştırmanın temelini ise Türkçe ders kitaplarında yer alan şiir metinlerinin hangi metin tonlarını içerdiğinin belirlenmesi, bunların dengeli dağılıp dağılmadığının saptanması ve tonları destekleyen kelime listelerinin ortaya konması oluşturmaktadır. Bu kapsamda çalışmanın odak noktasında ortaokul düzeyindeki okullarda kullanılan Türkçe ders kitaplarında okuma metni olarak yer alan şiirler bulunmaktadır. Çalışma, nitel araştırma desenlerinden doküman analizi yöntemiyle yürütülmüş olup veriler kaynak tarama tekniği kullanılarak toplanmıştır. Araştırmadan elde edilen veriler belge inceleme yöntemiyle analiz edilmiştir. Çalışmanın sonucunda şiir metin türünde tonların dengeli dağılmadığı tespit edilmiştir.
Bu çalışma Web of Science veri tabanı esas alınarak Türkiye’de bulunan antik şehirler hakkındaki çalışmaların bibliyometrik analizini içermektedir. Bu sayede bu çalışmaların literatürdeki mevcut durumun ortaya konması amaçlanmıştır. Çalışmada, görselleştirme, … Bu çalışma Web of Science veri tabanı esas alınarak Türkiye’de bulunan antik şehirler hakkındaki çalışmaların bibliyometrik analizini içermektedir. Bu sayede bu çalışmaların literatürdeki mevcut durumun ortaya konması amaçlanmıştır. Çalışmada, görselleştirme, haritalama ve çok boyutlu analizler VOSviewer programı ile yapılmıştır. Çalışma kapsamında “Türkiye’de Bulunan Antik Şehirler" anahtar kelimesi kullanılarak Web of Science veri tabanında “tüm alanlar” seçeneğiyle 18.09.2024 tarihinde yapılan arama sonucunda 729 sonuca ulaşılmıştır. Farklı disiplinlerden 637 makale, 49 kitap bölümü, 90 bildiri, 1 kitap incelemesi, 7 erken erişim 6 editöryal içerik, 6 inceleme makalesi yer almaktadır. Disiplinler açısından bakıldığından en fazla yoğunluk ile Arkeoloji’ye aittir (269). Onu takip eden jeoloji bilimi 115, 50 mimarlık, 51 tarih, 43 beşeri bilimler, 41 sanat, 33 fiziki coğrafya, 31 çevre bilimleri, 20 antropoloji ve 20 din alanlarında çalışmalar yapılmıştır. Veriler, yazar-atıf, kurum, ortak atıf iş birliği ağı, anahtar kelime analizleri ve ülkeler arası işbirliği ağı gibi eğilimler görselleştirilmiştir. Yapılan bu çalışmanın, Türkiye’de bulunan antik şehirler konusundaki ana araştırma temalarını ve ortaya çıkan eğilimleri tespit etmesi ve antik şehir alanındaki bilimsel katkıyı artırmaktır. Ayrıca bu konuda çalışan araştırmacılara konu ile ilgili eğilimleri açıklamak ve konunun ana hatlarını göstermesi açısından da faydalı olacağı düşünülmektedir. Elde edilen bu veriler Voswiever programı ve ArcGIS 10.8 programı ile analiz edilerek çeşitli şemalar ve haritalar oluşturulmuştur. Ayrıca wordclouds ile kelime bulutu oluşturularak anlatım zenginleştirilmiştir.
Yapay zekâ ve dijitalleşmenin, eğitimin DNA'sını yeniden yazdığı bu kritik kavşakta, teknoloji entegrasyonunu anlamak artık bir seçenek değil, bir zorunluluktur. Bu kitap yapay zekâ ve dijitalleşmenin eğitimdeki rolünü, yalnızca bir … Yapay zekâ ve dijitalleşmenin, eğitimin DNA'sını yeniden yazdığı bu kritik kavşakta, teknoloji entegrasyonunu anlamak artık bir seçenek değil, bir zorunluluktur. Bu kitap yapay zekâ ve dijitalleşmenin eğitimdeki rolünü, yalnızca bir araç seti olarak değil, öğretmen kimliğini, öğrenme süreçlerini, pedagojik paradigmaları ve etik temelleri kökten dönüştüren bir güç olarak ele almaktadır. Kitap, alanında uzman yazarların kaleminden çıkan bölümlerle, bu çok katmanlı dönüşümü disiplinlerarası bir yaklaşımla incelemektedir.Kitapta teknolojinin eğitime entegrasyonu; Posthümanizm, dijital emek ve eleştirel pedagoji gibi kuramsal çerçevelerden, öğretmenlerin dijital yeterlikleri, Z kuşağının teknoloji algıları ve özerk öğrenme gibi pratik ve güncel tartışmalara uzanan geniş bir yelpazede analiz edilmektedir. Matematik, dil ve fen bilimleri gibi farklı disiplinlerde yapay zekânın somut uygulamaları, fırsatları ve riskleri detaylandırılırken; üretken yapay zekâ araçlarının ve chatbotların eğitimdeki potansiyeli somut örneklerle ortaya konulmaktadır.Bu kitap, eğitimde teknolojik dönüşümün sadece “nasıl”ını değil, aynı zamanda “neden”ini ve “ne için”ini de sorgulamayı amaçlamaktadır. Akademisyenlere, politika yapıcılara, öğretmenlere ve geleceğin eğitimcilerine, yapay zekâ çağında eğitimi anlamak ve şekillendirmek için eleştirel, derinlikli ve bütüncül bir bakış açısı sunmayı hedeflemektedir.
Melike Erdil | Özgür Yayınları eBooks
Doğa bilimleri, sayısal bilimler ve sosyal bilimler olmak üzere bilimsel gelişmeler üç ana sınıflandırma kapsamında ilerlemektedir. Bilim, disiplinler arası birçok konuyu ele almaktadır. Bu konulardan biri de yapay zekâdır. Yapay … Doğa bilimleri, sayısal bilimler ve sosyal bilimler olmak üzere bilimsel gelişmeler üç ana sınıflandırma kapsamında ilerlemektedir. Bilim, disiplinler arası birçok konuyu ele almaktadır. Bu konulardan biri de yapay zekâdır. Yapay zekâ günümüzde birçok bilim dalının araştırma konusu hâline gelmiştir. Peki, yapay zekâ nedir? 1950 yılına dayanan tarihi geçmişiyle neden 2025 yılında popüler halâ gelmiştir ve farklı bilim dallarını nasıl etkisi altına almayı başarmıştır? Bu araştırmada, bu soruların yanıtlarına verilecektir. Nitel araştırma yöntemi kapsamında doküman incelemesi tekniğiyle veriler elde edilmiştir. Çalışma kapsamında, yapay zekânın tarihi gelişimine, yapay zekâ üzerine yapılan bilimsel çalışmalara, eğitimde yapay zekâ uygulamalarının neler olduğuna ve yapay zekânın Türkçe eğitimindeki etkisine yer verilecektir. Güncel kaynaklar üzerinden yapılan bu araştırmayla, yapay zekânın Türkçe eğitimindeki yerine, eğitim sürecindeki rolüne değinilmiş ve bu kapsamda önerilere yer verilmiştir.
Bu bölümde açık ve uzaktan eğitimde öğrenenlerin kendi kendine öğrenmesine olanak sağlayan özerk öğrenme becerileri ile yapay zeka arasındaki ilişki açıklanmaktadır. Özerk öğrenme ve yapay zeka (AI), öğrenenin bağımsızlığını artırıp … Bu bölümde açık ve uzaktan eğitimde öğrenenlerin kendi kendine öğrenmesine olanak sağlayan özerk öğrenme becerileri ile yapay zeka arasındaki ilişki açıklanmaktadır. Özerk öğrenme ve yapay zeka (AI), öğrenenin bağımsızlığını artırıp eğitim deneyimini kişiselleştirerek açık ve uzaktan eğitimi dönüştüren bir teknoloji olarak karşımıza çıkmaktadır. Dijital teknolojilerin gelişimi ve eğitim sisteminde aktif olarak kullanılmasıyla birlikte öğrenenler kendilerinin öğrenme yolculuklarında aktif rol almaya başlamışlardır. Teknolojik gelişmelerin yanı sıra paradigma değişimiyle birlikte bugüne kadar benimsenen eğitim anlayışının yerini, her yaş grubundaki bireye hitap eden, seçenek sunan ve esnek bir eğitim anlayışı almaktadır. Bu yeni eğitim anlayışının bireyin içinde bulunduğu koşullara, ilgi, istek, beklenti ve kişisel özelliklerine göre şekillenen bir yapısı bulunmaktadır. Ayrıca bu yeni anlayış içinde eğitim sistemi, bireylerin öğrenmede sorumluluk alabildikleri, bilgiyi kendilerinin yapılandırabildikleri, kendi öğrenme süreçlerinde kendilerini değerlendirme ve öğrenme becerilerini sürece dahil edebildikleri özerk öğrenme kazanımlarını da kapsamaktadır. Açık ve uzaktan eğitimde özerk öğrenen (autonomous learner) ve yapay zeka (YZ) arasındaki olumlu ilişki, eğitimin kişiselleştirilmesi, öğrenenlerin bağımsız öğrenme becerilerinin geliştirilmesi ve öğrenme sürecinin daha verimli hale getirilmesi açısından büyük bir önem taşımaktadır. Özerk öğrenen, kendi öğrenme sürecini yönetebilen, hedef belirleyebilen, zamanını etkin bir şekilde kullanabilen ve öğrenme yolculuğunda aktif olan bireydir. Yapay zeka ise, bu süreci desteklemek ve kolaylaştırmak için güçlü araçlar sunan bir teknolojidir. Özerk öğrenenlerin, açık ve uzaktan eğitimde başarılı olabilmek için bu güçlü araçları kullanabilme becerisine sahip olmaları gerekmektedir çünkü bu araçları kullanarak, özerk öğrenenler eğitim sürecini daha verimli, kişiselleştirilmiş ve erişilebilir düzeye getirebileceklerdir. Olumlu yanlarının yanı sıra belli sınırlılıklara da sahip olan yapay zeka özerk öğrenenlere hem olumlu hem de olumsuz katkıda bulunabilir. Bu nedenle yapay zeka ve insan zekasının birleşimi olan hybrid zeka olarak isimlendirebileceğimiz yeni öğrenme sürecinde özerk öğrenenler kendi öğrenme süreçlerini yönetebilir, eksik oldukları alanlarda gelişim gösterebilir ve en uygun içeriklere erişim sağlayarak akademik başarılarını dahası hayat boyu öğrenme becerilerini arttırabilirler.
This study analyses recent articles published in Türkiye on interdisciplinary approaches in mathematics education, focusing on publication trends, aims, methods, samples, data analysis techniques, findings, and recommendations to provide valuable … This study analyses recent articles published in Türkiye on interdisciplinary approaches in mathematics education, focusing on publication trends, aims, methods, samples, data analysis techniques, findings, and recommendations to provide valuable research insights. In the study, 49 articles originating from Türkiye were searched in TR index, Google Scholar, DergiPark, Scopus and WoS databases and examined by thematic analysis method. As a result of the study, it is seen that articles have been published in the relevant field since 2005, the number of publications has been increasing since 2017, and the highest number of publications was published in 2021. When these studies were examined in terms of their aims, they generally aimed to improve students' problem solving, critical thinking and mathematical thinking skills. In terms of their aims, explanatory studies were mostly preferred according to research types. In terms of levels, intervention studies were mostly preferred according to research types. In terms of research methods, case study design from qualitative research methods was mostly preferred. The sample groups consisted mostly of secondary school students. The results of the articles analysed in this study shows that interdisciplinary approaches are an effective method to increase students' skills and attitudes in mathematics education.
Öğretim programlarıyla ilgili çalışmaların nitelik ve nicelikleri çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Araştırmada, nitel bir yöntem olan doküman incelemesi yöntemi tercih edilmiştir. Verilerin toplanmasında “Makale Sınıflandırma Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini 2018-2024 yılları … Öğretim programlarıyla ilgili çalışmaların nitelik ve nicelikleri çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Araştırmada, nitel bir yöntem olan doküman incelemesi yöntemi tercih edilmiştir. Verilerin toplanmasında “Makale Sınıflandırma Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini 2018-2024 yılları arasında yayımlanan 44 makale ve 32 tez oluşturmaktadır. Çalışmalar, amaç, yöntem, çalışma grupları, analiz yöntemleri ve veri toplama araçları açısından incelenmiştir. Araştırmada, sistematik derleme yöntemi kullanılmıştır. Verilerinin analizinde betimsel analiz ve içerik analizi teknikleri kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göre program okuryazarlığıyla ilgili çalışmalarda son yıllarda ciddi bir artış bulunmaktadır. Çalışmalarda nicel yöntemlerin baskın olması, program okuryazarlığı araştırmalarında nesnel ve ölçülebilir verilere odaklanıldığını göstermektedir. Ölçeklerin veri toplama aracı olarak yaygın kullanımı, program okuryazarlığının nicel olarak ölçülmesini sağlamaktadır. İncelenen çalışmalar ışığında öğretim programı çalışmaları çok boyutlu olarak değerlendirilmiş ve araştırmacılara yeni çalışmalar için önerilerde bulunulmuştur. Program okuryazarlığını etkileyen faktörlerin daha derinlemesine incelenmesi, program okuryazarlığını geliştirmeye yönelik müdahale programlarının etkililiğinin araştırılması konusunda yeni araştırmalar önerilmektedir.
Türkiye’deki ortaokul dil derslerindeki (Türkçe, İngilizce vb.) ölçme ve değerlendirme süreci incelendiğinde, 2023-2024 eğitim öğretim yılına kadar daha çok okuma ve yazma becerilerinin ölçüldüğü, konuşma ve dinleme becerilerinin ihmal edilerek … Türkiye’deki ortaokul dil derslerindeki (Türkçe, İngilizce vb.) ölçme ve değerlendirme süreci incelendiğinde, 2023-2024 eğitim öğretim yılına kadar daha çok okuma ve yazma becerilerinin ölçüldüğü, konuşma ve dinleme becerilerinin ihmal edilerek bu becerilere ilişkin yeterli ölçme ve değerlendirmenin yapılamadığı görülmektedir. Türkçe derslerinin ölçme-değerlendirme sürecine ilişkin bu eksikliğin giderilmesi için 09.09.2023 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanan “Millî Eğitim Bakanlığı Ölçme ve Değerlendirme Yönetmeliği” yürürlüğe girmiş ve 2023-2024 eğitim öğretim yılında uygulanmaya başlamıştır. Ancak yeni başlatılan bu uygulamadaki olumlu yanların ve eksiklerin belirlenmesi için öğretmenlerin bu yeni ölçme değerlendirme yöntemine ilişkin düşüncelerini tespit eden çalışmaların yapılması, uygulamanın daha verimli bir şekilde gerçekleşmesi açısından önem arz etmektedir. Konunun bu öneminden hareketle gerçekleştirilen araştırmanın amacı Türkçe öğretmenlerinin yeni ölçme-değerlendirme sürecine ilişkin görüşlerini belirlemek ve varsa bu konudaki eksiklikleri tespit etmektir.
: Bu araştırmanın amacı zihinden işlemler konusunun öğretimi ve matematik ders kitaplarında işlenişi ile ilgili ilkokul öğretmenlerinin ve ortaokul matematik öğretmenlerinin görüşlerini incelemektir. Aynı zamanda öğretmenlerin ders kitaplarında yer alan … : Bu araştırmanın amacı zihinden işlemler konusunun öğretimi ve matematik ders kitaplarında işlenişi ile ilgili ilkokul öğretmenlerinin ve ortaokul matematik öğretmenlerinin görüşlerini incelemektir. Aynı zamanda öğretmenlerin ders kitaplarında yer alan zihinden işlem görevlerine yönelik değerlendirmelerini ortaya koymaktır. Bu araştırma Karadeniz Bölgesine ait bir ilin ilçe ve köylerinde farklı devlet okullarında görev yapan 5’i ilkokul 4’ü ortaokul olmak üzere 9 öğretmen ile gerçekleştirilmiştir. Nitel araştırma olarak tasarlanan bu araştırmanın verileri öğretmenlerle iki aşamalı birebir görüşmeler aracılığıyla toplanmıştır. Görüşmenin birinci bölümünde hem ilkokul hem de ortaokul öğretmenlerinin aynı sorular üzerinden zihinden işlemler konusu ile ilgili görüşleri alınmıştır. İkinci bölümünde ise ilkokul ve ortaokul öğretmenleri için ayrı ayrı hazırlanan sorularla ders kitaplarına ve ders kitaplarında yer alan bazı zihinden işlem görevlerine yönelik değerlendirmeleri alınmıştır. Bulgular araştırmaya katılan tüm öğretmenlerin zihinden işlemler konusunu bilmenin pratiklik kazandırma ve günlük hayat problemlerinin çözümüne katkı sağlama açılarından yararlı bulduklarını göstermiştir. Aynı zamanda öğretmenler zihinden işlemler konusunu öğrenirken öğrencilerin zorluk yaşadığına dikkat çekmiştir. Öğretmenlerin inceledikleri örnek görevlere yönelik değerlendirmeleri ise görevlere göre değişiklik gösterse de öğretmenlerin bu görevleri nitelik, zihinden işlemler becerisi kazandırma ve zihinden işlem sürecini ölçme açısından genelde kısmen yeterli veya yetersiz olarak bulduklarını göstermiştir.
Öğrenenler yeni bir bilgi, beceri veya tutum edinmek için çeşitli stratejiler kullanırlar. Bu kapsamda öğrenme-öğretme sürecinde ortaöğretim öğrencilerinin de çeşitli stratejiler kullandıkları söylenebilir. Öğretmenlerin yararlanacağı yöntem, teknik ve uygulamaların öğrencilerin … Öğrenenler yeni bir bilgi, beceri veya tutum edinmek için çeşitli stratejiler kullanırlar. Bu kapsamda öğrenme-öğretme sürecinde ortaöğretim öğrencilerinin de çeşitli stratejiler kullandıkları söylenebilir. Öğretmenlerin yararlanacağı yöntem, teknik ve uygulamaların öğrencilerin öğrenme stratejilerine uygun olması etkili öğretimin gerçekleşmesi bakımından önemlidir. Bu araştırma, ortaöğretim öğrencilerinin öğrenme stratejilerini kullanma düzeylerini ve ortaöğretim öğrencilerinin öğrenme stratejilerini kullanma düzeylerini bazı değişkenler açısından belirlemeyi amaçlamaktadır. İlişkisel tarama modelinde desenlenen bu nicel çalışmanın evrenini 2023-2024 öğretim yılında Erzincan ilinde öğrenim gören 13762 ortaöğretim öğrencisi, örneklemini ise Erzincan il merkezi ile bir ilçede yer alan ortaöğretim kurumlarında öğrenim gören ve kasti/kararsal yolla seçilen 1247 ortaöğretim öğrencisi oluşturmaktadır. Veriler, örneklemden kişisel bilgi formu ve ACRA-kısaltılmış öğrenme stratejileri ölçeği aracılığıyla toplanmıştır. Verilerin analizinde, betimsel istatistikler, faktöriyel ANOVA, korelasyon ve adımsal regresyon analizlerinden yararlanılmıştır. Araştırmada, ortaöğretim öğrencilerinin en çok anlamlandırma ve anlamayı izleme stratejilerini (AAİS) kullandıkları, öğrenme stratejilerinden kız öğrencilerin erkek öğrencilerden daha fazla yararlandığı belirlenmiştir. Okul türü dikkate alındığında ise AAİS’ yi Anadolu Lisesi (AL), öğrencilerinin Fen Lisesi (FL) ve Güzel Sanatlar Lisesi (GSL) öğrencilerinden, Sosyal Bilimler Lisesi (SBL) öğrencilerinin Güzel Sanatlar Lisesi (GSL) öğrencilerinden; ÖDS’yi AL öğrencilerinin FL ve GSL öğrencilerinden, MTAL (Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi) öğrencilerinin FL ve GSL öğrencilerinden; tercih YÖS’ü, AL öğrencilerinin FL, SBL ve MTAL öğrencilerinden, SBL öğrencilerinin FL ve GSL öğrencilerinden daha çok kullandıkları belirlenmiştir. Ayrıca, ortaöğretim öğrencilerinin AAİS’yi sık kullanan öğrencilerin akademik başarıları yüksek olan öğrenciler olduğu araştırmada ulaşılan sonuçlardan bazılarıdır.
Günümüz eğitim sisteminde yapay zekâ teknolojilerinin hızla yaygınlaşması, öğretmenlerin bu teknolojilere yönelik algılarının ve yaklaşımlarının araştırılmasını zorunlu kılmaktadır. Bu araştırma, Türkçe öğretmeni adaylarının yapay zekâ teknolojilerine yönelik görüşlerini ortaya koymayı … Günümüz eğitim sisteminde yapay zekâ teknolojilerinin hızla yaygınlaşması, öğretmenlerin bu teknolojilere yönelik algılarının ve yaklaşımlarının araştırılmasını zorunlu kılmaktadır. Bu araştırma, Türkçe öğretmeni adaylarının yapay zekâ teknolojilerine yönelik görüşlerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. Araştırmada nitel yaklaşım benimsenmiş ve olgubilim deseni kullanılmıştır. Veriler, yarı yapılandırılmış görüşme formu aracılığıyla 22 öğretmen adayından toplanmış ve içerik analizi yöntemiyle çözümlenmiştir. Bulgular, öğretmen adaylarının yapay zekâ teknolojilerini hem eğitimde verimliliği artıran ve öğrenme süreçlerini destekleyen bir fırsat hem de mesleki tehditler ve sosyo-ekonomik endişeler barındıran bir risk olarak değerlendirdiklerini ortaya koymuştur. Katılımcıların görüşleri, yapay zekânın bireyselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sunma ve zaman tasarrufu sağlama gibi olumlu yönlerine dikkat çekerken insan faktörünün göz ardı edilmesi ve öğretmenlik mesleğinin pasifleşmesi gibi olumsuz etkilerinden endişe duyduklarını göstermektedir. Araştırma sonuçları, yapay zekâ teknolojilerinin öğretim süreçlerine dengeli bir şekilde entegre edilmesinin yanı sıra öğretmenlerin insani rollerini koruyarak bu teknolojileri etkili bir biçimde kullanmalarını destekleyecek stratejilerin geliştirilmesinin gerekliliğini ortaya koymaktadır.
Bu çalışmanın amacı, sınıf öğretmeni adaylarının akademik dinleme becerisi yeterliklerini tespit etmektir. Bu araştırma, betimsel bir çalışma olup tarama modeli ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini, 2022-2023 eğitim-öğretim yılı güz döneminde Marmara … Bu çalışmanın amacı, sınıf öğretmeni adaylarının akademik dinleme becerisi yeterliklerini tespit etmektir. Bu araştırma, betimsel bir çalışma olup tarama modeli ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini, 2022-2023 eğitim-öğretim yılı güz döneminde Marmara Bölgesi’nde bir üniversitenin eğitim fakültesinde sınıf eğitimi lisans programında öğrenimine devam eden 205 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırma verileri, Yıldız (2018) tarafından geliştirilen 'Akademik Dinleme Becerisi Yeterliği Ölçeği' aracılığıyla toplanmıştır. Araştırmanın amacı doğrultusunda toplanan verilerin analizi, SPSS 21 programı aracılığıyla gerçekleştirilmiştir. Yapılan değerlendirme sonucunda, sınıf öğretmeni adaylarının akademik dinleme yeterliklerinin yüksek olduğu; sınıf düzeyine, cinsiyete, okul türüne, yandal veya çift anadal programına kayıtlı olma durumuna ve Türkçe Öğretimi dersi alma/almama değişkenlerine göre anlamlı farklılık göstermediği tespit edilmiştir. Sınıf öğretmeni adaylarının akademik dinleme becerisi yeterliklerinin daha geniş örneklemlerle ele alındığı, bu yeterliklerin akademik başarıyı ne düzeyde yordandığının tespit edildiği çalışmalar ile nitel veri toplama araçlarının kullanıldığı nitel veya karma desenli araştırmaların ve son sınıfta akademik dinleme becerilerindeki düşüşün nedenlerinin araştırıldığı çalışmaların yapılması önerilmiştir.
In this study, it was aimed to examine the relationship between secondary school teachers' curriculum fidelity and their views on central exams. The study was designed with relational survey model. … In this study, it was aimed to examine the relationship between secondary school teachers' curriculum fidelity and their views on central exams. The study was designed with relational survey model. The population of the study consists of Turkish language, mathematics, science, English language and social studies teachers working in secondary schools affiliated to Diyarbakır Provincial Directorate of National Education during the 2021-2022 academic year. The sample of the study consists of 517 secondary school teachers randomly selected from these field of studies. "Curriculum Fidelity Scale", "Scale of Views on Central Examination" and "Open-ended Questionnaire Form" were used as data collection tools. The data of the study were collected online between 28.06.2021 -14.03.2022. As a result of the study, it was determined that there was no significant relationship between secondary school teachers' curriculum fidelity and their views towards central exams. However, no significant relationship was found between the curriculum fidelity of secondary school teachers working in Supporting and Training Courses and their negative views towards central exams. On the other hand, a positive and significant relationship was found between the curriculum fidelity of secondary school teachers working in the Supporting and Training Courses and their views towards the central exams. Keywords: Curriculum, Curriculum fidelity, high-stakes tests, secondary school teachers,
Müge Kirmikil , Cansu Hayat | Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi dergisi/Bursa uludağ üniversitesi ziraat fakültesi dergisi
Bu çalışma, Türkiye’de 1973-2024 yılları arasında yazılmış arazi toplulaştırması konulu lisansüstü tezleri analiz ederek, akademik gelişimi, araştırma eğilimlerini ve uygulama süreçlerindeki değişimleri ortaya koymayı amaçlamaktadır. YÖK Ulusal Tez Merkezi’nden elde … Bu çalışma, Türkiye’de 1973-2024 yılları arasında yazılmış arazi toplulaştırması konulu lisansüstü tezleri analiz ederek, akademik gelişimi, araştırma eğilimlerini ve uygulama süreçlerindeki değişimleri ortaya koymayı amaçlamaktadır. YÖK Ulusal Tez Merkezi’nden elde edilen verilere dayanarak toplam 136 lisansüstü tez (27 doktora, 109 yüksek lisans) istatistiksel yöntemlerle incelenmiş, tezler erişim durumu, yıllara, üniversitelere, ana bilim dallarına, ele alınan konulara ve çalışılan bölgelere göre kategorize edilmiştir. Araştırma bulguları, tezlerin büyük çoğunluğunun Ziraat Mühendisliği (%71,32) ve Harita Mühendisliği (%22,05) alanlarında yoğunlaştığını göstermektedir. Bölgesel dağılım açısından en fazla akademik çalışma İç Anadolu Bölgesi’nde (%32,85) gerçekleştirilirken, Güneydoğu (%4,38) ve Doğu Anadolu (%8,03) Bölgeleri'nde araştırmaların sınırlı kaldığı görülmüştür. Üniversiteler bazında Selçuk Üniversitesi, en fazla tez üreten kurum olarak öne çıkmaktadır. Araştırmaların büyük ölçüde teknik konulara odaklandığı, ancak sosyal, ekonomik ve çevresel etkilerin daha az çalışıldığı belirlenmiştir. Özellikle toplulaştırma süreçlerinin kırsal kalkınma üzerindeki etkileri, çiftçilerin süreç hakkındaki algıları ve sürdürülebilirlik boyutları üzerine yapılan çalışmaların yetersiz olduğu görülmektedir. Sonuçlar, arazi toplulaştırması üzerine yapılacak gelecekteki araştırmalarda disiplinler arası yaklaşımların artırılması ve bölgesel eşitsizliklerin giderilmesi gerektiğine işaret etmektedir.
Günümüzde her alanda rastladığımız güncel gelişmeler, yenileşme ve dönüşümün birer habercisi olarak eğitim-öğretim alanında da mevcut olanın çağa uygun hale gelmesini zorunlu kılmaktadır. Bu doğrultuda 2024 yılında Türkiye Yüzyılı Maarif … Günümüzde her alanda rastladığımız güncel gelişmeler, yenileşme ve dönüşümün birer habercisi olarak eğitim-öğretim alanında da mevcut olanın çağa uygun hale gelmesini zorunlu kılmaktadır. Bu doğrultuda 2024 yılında Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında öğretim programları da güncellenmiş olup içerisinde önemli yenilikleri barındırdığı görülmektedir. 2024 Türkçe Dersi Öğretim Programı’nda yer alan temel dil yapıları ve öğrenme çıktılarına yönelik Türkçe öğretmenlerinin görüşlerinin belirlenmesinin amaçlandığı bu çalışma, nitel araştırmalara uygun şekilde yürütülmüştür. Araştırma nitel araştırma desenlerinden fenomenoloji (olgu bilim) ile desenlenmiştir. Bu kapsamda 12 Türkçe öğretmenine yarı yapılandırılmış görüşme formu uygulanarak veriler elde edilmiştir. Elde edilen veriler içerik analizi yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Öğretmen görüşleri ‘açıklık, faydalılık, uygulanabilirlik, ölçülebilirlik ve seviyeye uygunluk’ ölçütleri esas alınarak değerlendirilmiştir. Araştırma sonucunda öğretmenlerin 2024 Türkçe Dersi Öğretim Programı’ndaki okuma, yazma, konuşma ve dinleme beceri alanlarındaki dil yapıları ve öğrenme çıktılarıyla ilgili görüşleri ayrı ayrı ele alınarak incelenmiştir. Buna göre araştırmaya katılan öğretmenlerin bu becerilere yönelik görüşlerinin tüm beceri alanlarında ağırlıklı olarak olumlu yönde olduğu tespit edilmiştir.
Bilimsel makaleler başvurudan yayına kadar kapsam, biçim ve kalite açısından titiz ve uzun bir süreçten geçer. Bu inceleme sürecine rağmen, yayınlar anlam bütünlüğünü tehlikeye atan hatalar içerebilir. Ancak anlatım bütünlüğü … Bilimsel makaleler başvurudan yayına kadar kapsam, biçim ve kalite açısından titiz ve uzun bir süreçten geçer. Bu inceleme sürecine rağmen, yayınlar anlam bütünlüğünü tehlikeye atan hatalar içerebilir. Ancak anlatım bütünlüğü olan bir yayını bile okumak ve anlamak zaman alırken, bütünlüğü dikkate alınmamış bir yayının detaylarını incelemek daha da zorlaşmaktadır. Bu çalışmada, SCI-EXPANDED, ESCI ve TR Dizin'de taranan çeşitli dergilerde yayımlanan bilgisayar bilimleri alanındaki 492 tam metin Türkçe araştırma makalesi analiz edilmiştir. Çalışmanın amacı, belirlenen kriterlere göre incelenen makalelerin tüm bölümlerinin bütünlüğünü ortaya koymaktır. Genel değerlendirme sonucunda en yüksek puanı alan makale 84.900 puan ile 358 ID numaralı makale, en düşük puanı alan makale ise 34.733 puan ile 197 ID numaralı makale olmuştur. Sonuç olarak, makalelerin özet bölümlerinin çoğu kapsam, problem, amaç, yöntem, bulgular ve sonuç açısından kısmen veya büyük ölçüde eksiktir. Bu değerlendirme, bilimsel araştırma makalelerinin özet bölümlerinin etkili bir şekilde yazılmadığını göstermektedir.
Ayça Kumluca Topallı | International Journal of Advances in Engineering and Pure Sciences
Bu çalışmada üniversite öğrencilerine sanal danışman olarak yardımcı olabilecek, Türkçe destekli bir akıllı yazılım, EkoBot sunulmuştur. Bu yazılımla öğrencilerin sorularına doğru ve hızlı bir şekilde yanıt almaları hedeflenmiştir. Bunun için … Bu çalışmada üniversite öğrencilerine sanal danışman olarak yardımcı olabilecek, Türkçe destekli bir akıllı yazılım, EkoBot sunulmuştur. Bu yazılımla öğrencilerin sorularına doğru ve hızlı bir şekilde yanıt almaları hedeflenmiştir. Bunun için yapay zekâ destekli büyük dil modellerinden yararlanılmıştır. Büyük dil modelinin, eğitimi sırasında kullanılmamış, üniversite yönetmeliklerine dayalı yanıtlar verebilmesi için bu belgeler modele dışardan verilmiş ve “almayla artırılmış üretim” yöntemi kullanılmıştır. Önerilen sistemin performansını ölçmek için ucu açık ya da olumlu ve olumsuz yanıtlara sahip 100 adet soru üretilmiştir. Alma kısmında, soruya en çok benzeyen beş bağlam metni ile %100 başarım elde edilmiştir. Üretme kısmında, yanıt ile bağlam benzerlikleri 0,82 olarak bulunmuştur. Ayrıca önerilen çözümün bir Web sayfası olarak çalışan bir prototipi hazırlanmış ve öğrencilerin kullanımına sunulmuştur.
Ushbu maqolada sintaktik maydon konsepsiyasining nazariy asoslari, uning shakllanish bosqichlari va lingvistik tafakkur doirasidagi oʻrni tahlil etiladi. Tilshunoslikdagi maydon nazariyasining rivojlanishi, sintaksis darajasida qoʻllanilishi va turli olimlar tomonidan ilgari surilgan … Ushbu maqolada sintaktik maydon konsepsiyasining nazariy asoslari, uning shakllanish bosqichlari va lingvistik tafakkur doirasidagi oʻrni tahlil etiladi. Tilshunoslikdagi maydon nazariyasining rivojlanishi, sintaksis darajasida qoʻllanilishi va turli olimlar tomonidan ilgari surilgan ilmiy qarashlar qiyosiy tarzda koʻrib chiqiladi. Shuningdek, sintaktik birliklar oʻrtasidagi paradigmatik va sintagmatik munosabatlar asosida maydonlarning tuzilishi va funksional xususiyatlari yoritiladi. Maqolada sintaktik maydonni oʻrganish orqali til birliklarining tizimli va murakkab tabiati ochib berilishi, hamda bu yondashuvning amaliy sintaksis tadqiqotlaridagi ahamiyati tadqiq etilgan.
Bu çalışmanın amacı, duygusal okuryazarlık psikoeğitim programı hazırlayarak programın okul öncesi dönem çocuğu olan anneler üzerindeki etkisini incelemektir. Çalışma karma yöntem araştırması olarak planlanmıştır. Psikoeğitim programı sonrası deney grubu katılımcıları … Bu çalışmanın amacı, duygusal okuryazarlık psikoeğitim programı hazırlayarak programın okul öncesi dönem çocuğu olan anneler üzerindeki etkisini incelemektir. Çalışma karma yöntem araştırması olarak planlanmıştır. Psikoeğitim programı sonrası deney grubu katılımcıları ile odak grup görüşmesi gerçekleştirilmiştir. Çalışmada veriler Duygusal Okuryazarlık Ölçeği ile birlikte bu çalışma kapsamında hazırlanan Demografik Bilgi Formu ve Yapılandırılmış Bilgi Formu ile toplanmıştır. Araştırma bulgularında deney grubu duygusal okuryazarlık puanlarında anlamlı bir fark olduğu görülmüştür. Başka bir ifade ile deney grubu katılımcılarının duygusal okuryazarlığa ilişkin ön test-son test puanları arasında anlamlı bir farklılık olduğu belirlenmiştir. Çalışma sonrası psikoeğitim programına katılan anneler ile odak grup görüşmesi yapılmış ve sürece ilişkin deneyimleri alınmıştır. Katılımcıların deneyimlerinin olumlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırma kapsamındaki tüm bulgular bu çalışmada tartışılarak gelecek çalışmalara yönelik öneriler sunulmuştur.
İnsanlar ancak verdikleri kalıcı eserlerle adlarını dünyada yaşatmaya devam edebilirler. Bir Kürt âlimi, müderrisi ve mutasavvıfı olan Ehmedê Xanî de hem eserleriyle hem de milletine ve kültürüne yaptığı hizmetlerle ölümünden … İnsanlar ancak verdikleri kalıcı eserlerle adlarını dünyada yaşatmaya devam edebilirler. Bir Kürt âlimi, müderrisi ve mutasavvıfı olan Ehmedê Xanî de hem eserleriyle hem de milletine ve kültürüne yaptığı hizmetlerle ölümünden sonra adını dünyada yaşatmaya devam eden mümtaz bir şahsiyettir. Yaşadığı bölgenin toplumsal gerçekliğinden etkilenmiş ve halkının sorunlarıyla ilgilenmiş, söz konusu sorunlar için çözüm arayışı içine girmiş bulunan Xanî, yazdığı edebî eserler aracılığıyla evrensel bir bakış açısı geliştirmiştir. Ehmedê Xanî, yaşadığı toplumun meselelerini dile getirmenin yanı sıra insanlığın ortak problemlerine eğilerek bu problemlere yönelik sürekli bir çözüm arayışı içinde olmuştur. Yaşamını ilim ve irfanla geçirmiş, saray çevresini bilen, genç yaşta saray kâtipliği yapmış ve böylece saray çevresini yakından tanımış, çok sayıda talebe yetiştirmiş biri olarak Xanî, gerçek çözüm barındırmayan yüzeysel yaklaşımları reddetmiş ve kalıcı çözümler üretmeye çalışmıştır. Bir şair ve müellif olmanın yanında, Xanî’nin birikimi, onu tarih, psikoloji ve felsefe gibi disiplinlere vakıf, olayları ve durumları çok yönlü analiz edebilen derinlikli bir düşünür haline getirmiştir. Böylece Ehmedê Xanî, yaşadığı dönemin toplumsal, siyasal ve kültürel çalkantıları içerisinde halkının içinden çıkan ve onları yakından tanıyan, sorunlarına dair geliştirdiği derin kavrayışla çözüm önerileri sunmuş müstesna bir şahsiyet olmuştur. Xanî ortaya koyduğu çözüm önerileriyle çağının ilerisinde bir düşünce ufkuna sahip olduğunu göstermiş ve günümüzün düşünsel problemlerine ışık tutmuştur. Bilge, şair, edip, eğitimci, filozof bir Kürt müderrisi olan Ehmedê Xanî, yaklaşık altmış yıllık ömründe, yazdığı birçok beyitin yanı sıra ismiyle müsemma olmuş dört şaheserin de sahibidir. Xanî, bunların tamamını Kürtçe yazmıştır. Sadece eser yazmak için yazmamış, sanatını, hatta bütünüyle yaşamını milletinin geleceği için (tabir yerindeyse) feda etmiş âlim ve müderris bir önder kişiliktir. Büyüdüklerinde her türlü tutum ve davranışları insanlar üzerinde derin etkiler bırakacak olan çocukların, iyi bir kişiliğe sahip olmaları gerektiğinin farkında olan bir eğitmen olarak tarih sahnesine çıkan Xanî, genele yönelik eserlerinin yanı sıra toplumun geleceği olarak gördüğü çocuklar için de ayrıca iki eser yazmıştır. Çocuk eğitimi alanında çok önemli iki eser olan Nûbara Biçûkan ve ‘Eqîdeya Îmanê ilgili alandaki ilk çalışmalardandır. Bu çalışma, Ehmedê Xanî’nin çocukları dikkate alarak yazmış olduğu iki eserinin ‘çocuk eğitimi’ gibi spesifik bir alan açısından önemli olduğu ve bu yönden değerlendirilebileceği hipotezinden çıkmıştır. Buna göre “Ehmedê Xanî’nin çocuk eğitimine bakışı nasıldır?” ve “Nûbara Biçûkan ile ‘Eqîdeya Îmanê adlı eserlerinin bu konudaki rolü nedir?” soruları araştırmanın odak noktasını oluşturmaktadır. Dolayısıyla çalışmanın amacı, Ehmedê Xanî’nin çocuklar için yazmış olduğu Nûbara Biçûkan ve ‘Eqîdeya Îmanê adlı eserlerinden hareketle şairin çocuk eğitimine yaklaşımını incelemektir. Xanî’nin çocuk eğitimi ile ilgili görüş ve yaklaşımlarının detaylı bir şekilde incelenmesi sonucunda yapılan çıkarımlar ve ulaşılan sonuçların günümüzün çocuk eğitimi ile ilgili yaklaşımlarına bir katkı sunması açısından önemli olduğu düşünülmektedir. Çalışma nitel araştırma yöntemlerinden biri olan doküman incelemesine göre yürütülmüştür. Yukarıda belirtilen amaç çerçevesinde ve doküman incelemesine uygun bir şekilde ilk olarak Ehmedê Xanî’nin hayatı, yetiştiği dönem ve o dönemin özellikleri, Xanî’nin düşünce tarihindeki yeri ve önemi, dönemin eğitim anlayışı ve çocuk eğitimi, Xanî’nin eğitimci kişiliği ve Ehmedê Xanî’de çocuk eğitimi konuları üzerinde durulmuştur. Ardından çocuk eğitimi ile ilgili yazdığı Nûbara Biçûkan ve ‘Eqîdeya Îmanê adlı eserleri ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Böylece bilge şairin çocuk eğitimi konusundaki görüşleri analiz edilmeye çalışılmıştır. Elde edilen veriler sistematik, açık ve anlaşılır bir şekilde yorumlanarak ortaya konmaya çalışılmıştır. Çalışma Xanî’nin eğitimci kişiliğini ve çocuk eğitimine bakışını müstakil olarak ele alması bakımından özgündür.
Öğretim programları, öğretme sürecine yön veren temel bileşenlerden olup çağın gereksinimleri doğrultusunda güncellenmektedir. 2024 yılında güncellenen Ortaokul Türkçe Dersi Öğretim Programı’nı konuşma becerisi bağlamında değerlendirmeyi amaçlayan bu çalışma nitel desende … Öğretim programları, öğretme sürecine yön veren temel bileşenlerden olup çağın gereksinimleri doğrultusunda güncellenmektedir. 2024 yılında güncellenen Ortaokul Türkçe Dersi Öğretim Programı’nı konuşma becerisi bağlamında değerlendirmeyi amaçlayan bu çalışma nitel desende tasarlanmış olup araştırma verileri doküman incelemesiyle elde edilmiştir. Araştırmanın sonunda, konuşmayı bağımsız bir beceri alanı olarak ele alan 2024 Türkçe Dersi Öğretim Programı’nın her sınıf düzeyinde 26 konuşma öğrenme çıktısı ve bunlara bağlı olarak 87 süreç bileşeni sunmasıyla oldukça detaylı olduğu tespit edilmiştir. Araştırmaya göre program, konuşma ölçme ve değerlendirme durumları bakımından geniş bir çerçeve sunmaktadır. Öyle ki konuşmayı değerlendirmeye yönelik sunum yapma, tartışma, betimleme gibi 9 farklı görev odaklı ölçme yöntemi önerilmiş; akran değerlendirme formu, analitik dereceli puanlama anahtarı, portfolyo, seçki dosyası gibi 7 farklı ölçme aracı örneğine yer verilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, incelenen program konuşma strateji, yöntem ve teknikleri bakımından sığ kalmıştır. Programda dinleme, okuma ve yazma becerileri bağlamında ele alınan 11 bilişsel strateji yer almakla birlikte konuşma becerisi için sadece yöntem ve tekniklerden söz edilmiş ve bunların detaylı açıklama veya uygulama örneklerine yer verilmemiştir.
Bu çalışmada spor eğitimi temasında yazılmış olan lisansüstü tezler çeşitli değişkenler (tarih, düzey, üniversite, dil, ana kitle, araştırma yöntemi / deseni / tekniği, veri toplama aracı ve veri analizi) aşısından … Bu çalışmada spor eğitimi temasında yazılmış olan lisansüstü tezler çeşitli değişkenler (tarih, düzey, üniversite, dil, ana kitle, araştırma yöntemi / deseni / tekniği, veri toplama aracı ve veri analizi) aşısından incelenmiştir. Doküman analizi yöntemi kullanılan bu çalışmanın veri kaynağı Ulusal Tez Merkezi’nde “Spor Eğitimi” kavramı ile yapılmış olan tarama faaliyetinde ulaşılan 86 lisansüstü tezden oluşmaktadır. Elde edilen verilere içerik analizi uygulanmıştır. Çalışma sonucunda spor eğitimi üzerine yürütülen tez çalışmalarının son yıllarda arttığı, tezlerin sıklıkla yüksek lisans seviyesinde olduğu, tezlerin çoğunlukla Türkçe olarak yazıldığı, ana kitlenin sıklıkla üniversite öğrencilerinden / akademisyenlerden oluştuğu ve nicel desenlerin yoğunlukla tercih edildiği belirlenmiştir. Bunun yanında nicel desenli tezlerde sıklıkla fark testlerinin, nitel desenli tezlerde içerik analizinin kullanıldığı sonucuna varılmıştır.
Objective: Algology is an evolving subspecialty within anesthesiology, neurology, and physical medicine and rehabilitation. Specialty theses are crucial for medical education and scientific progress. However, no systematic evaluation has been … Objective: Algology is an evolving subspecialty within anesthesiology, neurology, and physical medicine and rehabilitation. Specialty theses are crucial for medical education and scientific progress. However, no systematic evaluation has been conducted on the distribution, thematic focus, or publication status of algology-related theses in Turkey. This study aims to perform a bibliometric analysis of such theses, examining their distribution across disciplines, research trends, publication rates, and academic impact. Materials and Methods: This retrospective study utilized data from the National Thesis Center of Turkey. Theses in anesthesiology, neurology, and physical medicine and rehabilitation were reviewed to identify those related to algology. Extracted data included thesis titles, research topics, study designs, advisor titles, institutional affiliations, publication status, and citation data. Descriptive statistics and comparative analyses were employed to assess differences across disciplines. Results: Of 10,505 specialty theses, 331 (3.2%) were related to algology. Neurology contributed the highest proportion (6.8%), followed by anesthesiology (2.3%) and physical medicine and rehabilitation (1.5%). Neurology focused on headache disorders (86.3%), anesthesiology on interventional techniques (20.3%), and physical medicine and rehabilitation on peripheral nerve blocks (24.3%). The overall publication rate was 34.1%, with significant differences across disciplines (p = 0.048). Neurology had the highest publication rate in SCI/SCI-E journals (60.3%). Conclusion: This is the first comprehensive bibliometric analysis of algology-related theses in Turkey. Findings highlight differences in research focus, publication rates, and methodologies, emphasizing the need for enhanced interdisciplinary collaboration and institutional support in pain medicine research.
<title>Abstract</title> YDS (Foreign Language Exam) is a standardized written test administered in Turkey to assess the foreign language proficiency of individuals for academic, professional, and governmental purposes. As a centrally … <title>Abstract</title> YDS (Foreign Language Exam) is a standardized written test administered in Turkey to assess the foreign language proficiency of individuals for academic, professional, and governmental purposes. As a centrally conducted examination, the questions are generally designed to evaluate number of competencies. While the exam has faced criticism for failing to assess key language skills, such as listening and speaking, a less frequently addressed issue is the unequal and biased representation of subject matter within the reading comprehension sections. This study aims to analyze the content of paragraph-based questions to identify predominant discourse topics and examine their distribution across individual subjects. A total of 110 reading comprehension passages from YDS exams conducted between 2013 and 2023 were analyzed. The findings reveal a systematic overrepresentation of certain topics and a notable underrepresentation of others. There is also a tendency to present certain discourse topics from a single perspective, even though they are contentious issues. The results of this study can provide valuable insights for test developers and policymakers seeking to ensure a more balanced and equitable distribution of content in future assessments. It also contributes to the understanding of ideological and biased representations that are inherent in the processes of language test production and assessment.
Tuba KIRAÇ | Kültür Araştırmaları Dergisi
Edebiyat, başlangıçtan günümüze kadar her zaman başka disiplinlerle alışveriş halinde olmuş, hem bu disiplinlerle beslenerek hem de onları besleyerek güçlenmiş bir sanat dalıdır. Edebiyatın farklı disiplinlerle nasıl bir etkileşim içinde … Edebiyat, başlangıçtan günümüze kadar her zaman başka disiplinlerle alışveriş halinde olmuş, hem bu disiplinlerle beslenerek hem de onları besleyerek güçlenmiş bir sanat dalıdır. Edebiyatın farklı disiplinlerle nasıl bir etkileşim içinde olduğunu keşfetmek ve bu farklı disiplinlerle edebiyatın birbirini nasıl etkilediği üzerine hazırlanmış Edebiyat ve… Disiplinlerarası Okumalar-Uygulamalar kitabı, her birinde ayrı bir konunun ele alındığı sekiz yazıdan oluşan ortak bir çalışmanın ürünüdür. Her bölüm farklı akademik alanlardan, alanında uzman yazarlarının gözünden detaylı bir şekilde incelenmiş ve edebiyatın ele alınan disiplinle birlikte hangi alanlarda işlevler üstlendiği, bu işlevlerin o alanlarda nasıl bir sinerji yaratarak yeni ufuklar açtığı derinlemesine irdelenmiştir. Eserde edebiyatın diğer disiplinlerle kurduğu bağlarla nasıl zenginleştiği ve derin bir anlam katmanına ulaştığı ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bununla birlikte sadece edebiyatın bu disiplinlerden nasıl yararlandığı değil edebiyatın da bu disiplinlerin anlamlarını yeniden şekillendirdiği ortaya konulmuştur. Ele alınan her disiplinle edebiyata bir açıdan ışık tutmak ve okura metinleri yeni bir gözle okuma fırsatı sunmak amaçlanmıştır. Bu çalışmada Edebiyat ve… Disiplinlerarası Okumalar-Uygulamalar adlı kitabın kısaca tanıtımı yapılmıştır.
Izgara kirlilik değeri farklı konumlara yerleştirilen sensörlerin ölçtüğü basınç değerlerinden elde edilmektedir. Sensörlerin kalibrasyonunun bozulması veya çevresel faktörlerle hatalı ölçümler yapılması ünitelerin verimsiz ve sağlıksız çalışmalarına neden olmaktadır. Bu çalışmada, … Izgara kirlilik değeri farklı konumlara yerleştirilen sensörlerin ölçtüğü basınç değerlerinden elde edilmektedir. Sensörlerin kalibrasyonunun bozulması veya çevresel faktörlerle hatalı ölçümler yapılması ünitelerin verimsiz ve sağlıksız çalışmalarına neden olmaktadır. Bu çalışmada, ilk olarak Karkamış hidroelektrik santralinin SCADA sisteminden alınan örneklerden oluşan bir veri seti toplanmıştır. Bu veri seti sensörlerden alınan debi, güç, düşü ve ızgara kirliliğine ait ölçümlerden oluşmaktadır. Izgara kirlilik tahminini gerçekleştirmek için toplanan veri seti eğitim, doğrulama ve test alt setlerine ayrılmıştır. Eğitim verileri ile makine öğrenme yöntemleri için eğitim çalışması gerçekleştirilmiştir. Daha sonra ise ızgara kirlilik tahmini için makine öğrenme yöntemlerinin performansları test veri seti üzerinde farklı ünitelerde karşılaştırılmıştır. Gerçekleştirilen çalışmalardan, ince ağaç modeli ile en iyi korelasyon katsayısı (R) değerlerini ünite-1 için 0.9833, ünite-2 için 0.9716, ünite-4 için 0.9792 ve ünite-5 içinde 0.9810 ile sağlamıştır. Elde edilen sonuçlardan makine öğrenme yöntemleri ile ızgara kirlilik tahminin etkin bir şekilde yapılabileceği açıkça gözlemlenmiştir.
In the process of foreign language acquisition, numerous challenges arise concerning pronunciation. These challenges stem from various factors, including phonological differences between the native and target languages, differences in grammatical … In the process of foreign language acquisition, numerous challenges arise concerning pronunciation. These challenges stem from various factors, including phonological differences between the native and target languages, differences in grammatical structures, sociocultural influences, individual differences, and the nature of the learning process itself. This study focuses on the reading errors made by 6th-grade primary school students, whose native language is Arabic and who reside in Baghdad, Iraq, while reading Turkish texts, and proposes potential solutions to address these errors. The study aims to identify the reading errors made by students from a different native language background. The research was conducted on a total of 16 students—8 girls and 8 boys—whose native language is Arabic. Data were collected through audio recordings of students reading texts they had studied during the academic year, followed by transcription and analysis of these recordings. The findings reveal that the students experienced significant pronunciation difficulties during oral reading in Turkish. They struggled with accurately producing Turkish-specific phonemes such as “ç,” “ş,” “ğ,” and “ı.” Errors involving vowel length, sound omission, and metathesis were also frequently observed. Male students made more errors, which was associated with their reading habits and levels of attention. The results indicate that low phonetic awareness and native language interference play a significant role in pronunciation errors. The study highlights the importance of enhancing phonetic awareness in language instruction. Keywords: Arabic, Baghdad, Turkish Reading Errors, Foreign Language, Teaching Turkish
The Türkçe Okulu (Turkish School) platform is used as an important tool in teaching Turkish as a foreign language in Iraq; however, improvements are needed in the areas of content … The Türkçe Okulu (Turkish School) platform is used as an important tool in teaching Turkish as a foreign language in Iraq; however, improvements are needed in the areas of content diversity, technical infrastructure and development based on user feedback. In this context, the aim of this study is to determine the effectiveness of the Türkçe Okulu (Turkish School) platform in the process of teaching Turkish as a foreign language through the Iraqi sample, to analyze the current situation by revealing the experiences and evaluations of teachers about the platform and to identify areas for development. The descriptive research model was used in the study. The population of the study consists of teachers teaching Turkish in Iraq and the sample consists of 44 teachers who actively use the Türkçe Okulu (Turkish School) platform. A Likert-scale survey was applied as the data collection tool, and the data were evaluated with descriptive and content analysis methods. Teachers generally stated that the Türkçe Okulu (Turkish School) platform offers practical use and contributes to listening and reading skills. However, it was determined that the content for speaking and writing skills was insufficient, there were problems in access speed and technical support services, and teacher feedback was not sufficiently taken into account. Keywords: Iraq, Foreign language, Turkish language teaching, Turkish language school platform